Deneyimli gazeteci cevabını köşesinde şu sözlerle dile getirmiş:

Cuma akşamı saat 21.00 sıralarında HaberTürk’ün başarılı programcısı değerli meslektaşım Didem Yılmaz Arslan telefonla arayarak, “Pazartesi akşamı (bu akşam) Ethem Sancak’ı konuk ediyorum. Tank Palet Fabrikası başta olmak üzere sorular sormak istiyorum. Soru soracak gazetecilerden biri olmanı rica edeceğim” dedi.

Gerçekten çok sevdiğim ve değer verdiğim Didem’e, “Sabahları kendi programının nedeniyle saat 04.30 sıralarında kalktığımı, bu nedenle gece yayınlanan programlara katılamadığımı” söyleyerek özür diledim.

Cumartesi öğle saatlerinde ise HaberTürk’ten, Didem Yılmaz Arslan’dan daha yetkili olduğunu sandığım bir başka meslektaşım aradı ve çok kibar biçimde “Didem Hanım konuşmuş ama bir de ben aramak istedim” dedi.

Didem Yılmaz Arslan gibi bu mesleği canla başla yapan ve bulunduğu yere tırnaklarıyla kazıyarak gelen bir meslektaşıma nezaketsizlik yapmamak için söyleyemediklerimi bu kez söyledim.

Dedim ki, “Cem Küçük isimli bir kişinin sizin ekranlarınızda bana hakaret dolu sözlerle saldırması ve sonra sizin kanal yönetimine hitaben; ‘Bu adam bir daha ekrana çıkmayacak’ demesinden bu yana geçen iki yıl yıl içinde, korkudan beni bir kere bile davet etmediniz. Bu nedenle HaberTürk’e bir daha asla gelmem.” Ardından kanalın sahibinden sonra gelen yöneticisini kastederek, “Onlar saraya yalakalık yapacak diye, bize bu kadar ucuz adam muamelesi yapamazsınız” diye ekledim.

Ve sözlerimi son olarak da “Eğer HaberTürk ekranına çıktıysam, bilinsin ki artık oranın sahibi olduğum içindir bu” diye tamamladım. Bütün bunları burada yazdığımdan çok daha ağır kelimeler kullanarak dile getirdim.

Bu nedenle yine tanıdığım ve sevdiğim meslektaşımdan elbette özür dilerim ama geçen iki yılda içim gerçekten çok kabarmıştı.

Bu yazıyı da söylenenler iki kişi arasında kalmasın ve kayda geçsin, ilgili herkes bilsin diye yazdım.

(0) (0)
sriderya 16.12.2019 11:48

Rumuz:
veya
Üyeliğin ile yazmak için giriş yap veya kayıt ol