Mutlaka izlenmesi gereken Güney Kore filmleri

Türkiye'de henüz çok pahalı olsa da internet hızındaki muazzam artış, teknoloji kullanımının artması ve netfilix gibi dijital dizi film izletme platformları sayesinde benim gibi izlemeyi seven vatandaş artık yerli dizi filmlerle yetinmez zorunda değil. Değil ama bu bugüne kadar olduğu gibi yerli dışında Holywood yapımlarına da mahkum değiliz artık. Dünyanın pek çok ülkesinde tadına doyulmayacak yapımlara imza atılıyor, bunların başında ise bana göre Güney Kore sineması geliyor. Minik çekik dostlarımız sadece iş makineleri ve cep telefonlarında değil dizi ve film konusunda da bence çok iyiler. Bu başarı sadece senaryo anlamında değil elbette hem senaryo hem de yönetmenlik ve oyunculuk anlamında zirve noktasında işler ortaya koyuyor. Örneğin bizde yayınlanan dizilerin çok büyük bir bölümü Kore uyarlaması, film konusunda da yavaş yavaş Kore uyarlamasına girişmiş bulunuyoruz. Örneğin 2019'un en çok iş yapan yerli yapımı 7. Koğuş Mucizesi de aynı adlı bu Kore filminden uyarlamadır. İşte size birbirinden muhteşem Güney Kore filmleri:
(0) (0)
1. Ang-ma-reul bo-at-da | I Saw the Devil | Şeytanı Gördüm (2010)
Bir NIS (Ulusal İstihbarat Servisi) ajanı olan Soo Hyun’un nişanlısı, yıllardır polisten kaçmayı başaran bir seri katil tarafından vahşice öldürülür. Bunun üzerine katili tek başına yakalamaya karar veren Soo Hyun hedefine ulaşır, ancak katilin ölerek kurtulmasına izin vermeye niyeti yoktur. Başrollerini Lee Byung Hun ve Choi Min Sik’in paylaştığı film, alışılmadık bir intikam hikayesi sunuyor. Gerçekçi şiddet sahneleri yüzünden izlemenin yer yer zorlaşabileceği film, akıllara sık sık “En iyi intikam nedir?” sorusunu getirtiyor. Ülkemizde 2010 yılında Filmekimi kapsamında gösterilen Kim Jee Woon imzalı Ang-ma-reul bo-at-da, dünya prömiyerini yaptığı Sundance Film Festivali’nin yanı sıra Toronto, San Sebastian gibi pek çok festivalde de ilgiyle karşılandı.
2. Jigureul jikyeora! | Save The Green Planet (2003)
Byeong Gu, büyük bir ilaç fabrikasının sahibini, Andromeda gezegeninden gelen bir uzaylı olduğunu düşündüğü için kaçırır. Andromedalıların dünyayı işgal etmesini önlemeye çalışan genç adam için, bu üst düzey yetkili uzaylının Andromeda Prensi ile iletişime geçmesini sağlamak hayati öneme sahiptir. Ancak önce adamın Andromedalı olduğunu itiraf etmesi gerekmektedir. Daha önce Yuryeong (Phantom: The Submarine) filminin senaryosunu yazan Jang Joon Hwan’ın ilk uzun metrajlı filmi olan Jigureul jikyeora!, oldukça başarılı bir kara mizah örneği. Filmin fikrini Misery’yi izlerken bulduğunu söyleyen Jang Joon Hwan, Annie Wilkes karakterinin yeterince derin işlenmediğinden dolayı hayal kırıklığına uğramış ve günün birinde insan kaçırma temalı bir film yazarsa, hikayeyi kaçıran kişinin bakış açısıyla anlatmaya karar vermiş. Sonraları bir sitenin Leonardo Di Caprio’nun dünyalı kadınları baştan çıkarmak için gönderilen bir uzaylı olmakla itham eden bir website görünce afallayan Jang Joon Hwan’ın bu iki düşüncesi birleşir ve ortaya Jigureul jikyeora! çıkar. İzleyeni güldüren, düşündüren, ağlatan sonra tekrar güldüren film, güzel de bir Folie a deux örneği gösteriyor.
3. Mil-jeong | The Age of Shadows | Karanlık Görev (2016)
Film 1920’lerin Japon işgali altındaki Kore’sinde geçmektedir. Bir zamanlar Kore’nin bağımsızlığı için mücadele eden Lee Jung Chool artık Japonya adına çalışan bir polis memuru olmuştur. Üstleri tarafından Kore’de faaliyet gösteren Heroic Corps (Kahramanlık Kolordusu) isimli Japon karşıtı bir grubu ortadan kaldırma görevi verilen Lee, kısa zamanda grubun üst düzey yetkililerinden Kim Woo Jin ile tanışır. Birbirlerinin gerçek kimliğini ve niyetini bilen Lee Jung Chool ile Kim Joo Win arasında gizemli ve tehlikeli bir arkadaşlık başlar. Görüntü yönetmenliğini Dalkomhan insaeng (A Bittersweet Life) ve Do-ga-ni (Silenced) filmlerinde de çalışmış olan Kim Ji Young ise muazzam bir atmosfer yaratmayı başarmıştır.
4. Do-ga-ni | Silenced | Sessizlik (2011)
Do-ga-ni (Silenced), 2005 yılında Gwangju Inhwa Okulu’nda yaşanan cinsel istismar olaylarına dayanıyor. Film, İşitme Engelliler Okulu’nda yıllar boyunca sistemli bir şekilde şiddet ve cinsel istismara maruz kalan öğrencilerin hikayesini anlatıyor. Okula yeni atanan resim öğretmeni Kang In Ho, çocuklardaki mesafeli ve soğuk tavırları kısa sürede farkeder. Daha sonra korkunç gerçeği öğrenen öğretmen, İnsan Hakları Merkezi üyesi Seo Yoo Jin ile bürokrasiye karşı büyük bir savaş açar. Do-ga-ni (Silenced) izlemesi ve sindirmesi oldukça zor bir film. Rahatsız edici konuları işleyen bu tarz filmleri izlerken kederlenir, utanır ya da öfkeleniriz ancak kısa sürede hayatımıza geri döneriz. Ancak Do-ga-ni için aynı durum göz konusu değil. Çünkü film insanlığa olan umudumuzun bir kısmını koparıp alır.
5. Dharmaga tongjoguro kan kkadalgun | Why Has Bodhi-Dharma Left for the East? (1989)
Dalmaga dongjjok-euro gan ggadakeun?, bir Zen ustası, küçük bir yetim ve şehir yaşamını ardında bırakarak aydınlanma arayan genç bir adamdan oluşan üç Budist keşişin uzak bir manastırdaki yaşamlarına odaklanıyor. Çoğunlukla ailesini geride bırakarak keşiş olmayı seçen Yong Nan’ın şehirdeki yaşamına yer verilen filmde, kendini bulma ihtiyacı anlatılıyor. Bae Yong Kyun tarafından yazılıp yönetilen film, 42. Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde gösterildi. Bir ressam olarak bilinen Bae, tek kamerayla çektiği ve kurgusunu elle yaptığı filmi yedi yılda bitirmiş.
6. Hwal | The Bow | Yay (2005)
Kim Ki Duk’un yazıp yönettiği Hwal, açık denizde bir balıkçı teknesinde yaşayan yaşlı bir adamla genç bir kız arasındaki sıradışı ilişkiyi konu alıyor. Açık denizde balık tutmaları için insanları tekneye getiren yaşlı adam aynı zamanda genç kızın da yardımıyla isteyenlere fal bakarak geçimlerini sağlamaktadır. Yaşlı adam genç kızla evlenebilmek için onun reşit olmasını beklemektedir. Ancak genç bir adamın yanlarına gelmesiyle genç kız yaşadıığı hayatı sorgulamaya ve dış dünyayı merak etmeye başlayacaktır. Kim Ki Duk’un “Bu filmde, yaşlı bir adamın bencilce aşkı üzerinden, yaşlılığın her şeyin sonu mu olduğunu sorgulamak istedim. Artık bunları yapmak için fazla yaşlı olduğumuzu düşünerek birçok şeyden vazgeçiyoruz. Fakat, yaşlı adamın kıza duyduğu bencilce ama ateşli tutku aracılığıyla, insanın ölüm saati geldiği ana kadar güzel olabileceğini göstermek istedim. Bence sınırsızca arzulamak çok güzel bir şey. Hele hele bu arzu ve istek başka birine yönelikse.” sözleriyle açıkladığı film ülkemizde 2005 yılında Filmekimi’nde gösterilmişti.
7. Bakjwi | Thirst | Kan Arzusu (2009)
Hastanede çalışan bir rahip olan Sang Hyun, ölümcül bir virüsü ortadan kaldırmak amacıyla yapılan gizli bir aşı geliştirme deneyi için gönüllü olur. Deney başarısız olur ve virüs bulaşan Sang Hyun’a kan nakli yapılır. Öleceği kesin gibi görünmesine rağmen, rahip mucizevi bir şekilde iyileşir. Elbet büyük bir bedelle. Kısa sürede ölümsüz olduğunu ve bir vampire dönüştüğünü anlayan Sang Hyun’un hayatı, çocukluk arkadaşının eşine aşık olunca daha da karışacaktır. Émile Zola’nın Thérèse Raquin adlı eserinden esinlenerek yazılan film için Park Chan Wook şunları söylemiştir: “Bu film aslında korku duygusunu iletmek için “Yarasa” olarak adlandırılmıştı. Ne de olsa vampirlerle ilgili. Fakat bundan da fazlası var. Bu film tutku ve bir aşk üçgeni hakkında. Bunun eşsiz olduğunu düşünüyorum çünkü sadece bir gerilim filmi değil, sadece bir korku filmi değil, aynı zamanda yasak aşk hikâyesi.”
8. Madeo | Mother | Ana (2009)
Bong Joon Ho’nun dördüncü uzun metrajlı filmi olan Madeo, bir cinayet soruşturmasının baş şüphelisi olan zihinsel engelli oğlunun suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışan bir anneye odaklanıyor. Kim Hye-ja ile Won Bin’in olağanüstü oyunculuklarıyla göz doldurduğu Madeo, annelik kavramına ve anne olmanın neleri gerektirebileceğine dair katmanlı ve zorlayıcı bir bakış açısı sunuyor. Dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nin “Belirli Bir Bakış” bölümünde gerçekleştiren film, Los Angeles, Boston, San Fransisco, Toronto Film Eleştirmenleri Ödülleri başta olmak üzere pek çok ödülün sahibi oldu. Filmin Güney Kore’nin Akademi Ödülleri adayı olduğunu da ekleyeyim.
9. Kimssi pyoryugi | Castaway on the Moon | Kim’in Adası (2009)
Lee Hae Jun’un yazıp yönettiği film intihara meyilli bir adam ile hikikomoriden muzdarip bir kadın arasındaki sıradışı ilişkiyi anlatıyor. Borçlarından bunalan ve Han Nehri’ne atlayarak kendini öldürmeye çalışan Kim Seong Geun, uyandığında kendini nehirde bulunan Bamseom adacıklarından birinde bulur. Başta adacıktan kurtulmaya çalışan adam, zamanla burada kendine yeni bir amaç bulduğu bir yaşam kurar. Hikikomori yüzünden evden ayrılamayan ve vaktinin çoğunu ayı izlediği teleskopunun başında geçiren Kim Jung Yeon bir gün Kim Seong Geun’u farkeder. Aralarında kurulan iletişim ile ikisinin de hayata bakış açısı değişecektir. Film, sosyal izolasyon, yalnızlık, aşk ve iletişim kavramlarına getirdiği eşsiz bakış açısıyla öne çıkıyor.
10. Choyonghan kajok | The Quiet Family | Sakin Aile (1998)
Janghwa, Hongryeon (A Tale of Two Sisters), Joheunnom nabbeunnom isanghannom (The Good the Bad the Weird) ve Ang-ma-reul bo-at-da (I Saw the Devil) filmleriyle dikkat çeken yönetmen ve senarist Kim Jee Woon’un ilk filmidir. Babalarının işinden atılmasının ardından şehir dışında bir pansiyon açan Kang ailesi, günler boyunca bekledikleri ilk müşterilerini odasında ölü bulurlar. Halihazırda kötü giden işlerinin böyle bir talihsiz olaydan etkilenmemesi için aile kollarını sıvar. Ancak işler daha da karmaşık bir hal alacaktır. Zengin kadrosunda Choi Min Sik, Song Kang Ho Song ve Jeong Jae Yeong başta olmak üzere birbirinden yetenekli oyuncuların yer aldığı film, döneminin ötesinde bir kara komedi ve bana göre listenin en dikkat çekici yapımlarından biri.
11. Gongdong gyeongbi guyeok JSA | JSA: Joint Security Area | Birleşik Güvenlik Bölgesi (2000)
Güney Kore ile Kuzey Kore sınırında bulunan Kore Tarafsız Bölgesi’nde iki Kuzey Koreli askerin bir Güney Koreli asker tarafından öldürüldüğü açıklanmıştır. Ancak ateşlenen silahın şarjörü 15 mermilik olmasına rağmen, cesetlerde 11, şarjörde ise 5 mermi bulunmuştur. Bunun üzerine tarafsız bölgeyi denetleyen İsviçre/İsveç ekibi bu çatışmada üçüncü bir tarafın varlığından şüphelenir ve bu şüpheye dönük bir soruşturma başlatır. Çeşitli komplo teorilerini harekete geçiren ve hassas bir zemin üzerinde olan Güney Kore – Kuzey Kore ilişkilerinin de etkisiyle gerginlik yaratan bu olayın çok basit ve insani bir boyutu vardır. Güney Kore ile Kuzey Kore arasındaki anlaşmazlık doğal olarak pek çok sinema filmine konu oldu. Ancak Gongdong gyeongbi guyeok JSA‘nın bu filmler arasındaki yeri ayrıdır. Park Sang Yeon’un romanından uyarlanan film, savaşın beyhudeliğini gözler önüne seriyor. Song Kang Ho ile Lee Byung Hun’un oyunculuklarıyla göz doldurduğu kadroda ayrıca Park Chan Wook’un “İntikam Üçlemesi”nin son bölümü olan Chinjeolhan geumjassi (Lady Vengeance) filminden tanıdığımız Lee Yeong Ae yer alıyor.
12. Welkkeom tu Dongmakgol | Welcome to Dongmakgol | Dongmakgol’a Hoşgeldiniz (2005)
1950 Eylül’ünde Kore Savaşı devam ederken, Kuzey ve Güney tarafından askerler ve bir Amerikalı pilot kendilerini Kore’nin ücra bir köşesindeki Dongmakgol isimli bir köyde bulurlar. Dış dünyadan izole bir konumda olan bu köyün halkının ülkede ne olup bittiği konusunda hiçbir fikri yoktur. Öyle ki ülkeyi derinden etkileyen savaştan bile bihaberdirler. Düşman askerler kendilerine yardım eden köy halkına zarar vermemek için bir süre ateşkes yapmak zorunda kalırlar. Zaman ilerledikçe farklılıklarını ve savaşı unutan askerler birbirleriyle işbirliği yapmaya başlar ve birlikte köy halkına yardım ederler. Askerler dış dünyayla yeniden karşı karşıya kalmak zorunda kaldıklarında ise düşmanın birbirleri değil savaşın kendi olduğunu farkedeceklerdir. Park Kwang Hyun’un ilk yönetmenlik çalışması olan film, 2005 yılında Kore’nin Oscar adayı olmuştu.
13. Busanhaeng | Train to Busan | Zombi Ekspresi (2016)
Son yıllarda zombi temasını işleyen pek çok film gördük. Bu kadar çok yapımı olan bir türe yeni bir bakış açısı getirmek gittikçe zorlaşıyor. Ancak Busanhaeng, bu sınavı başarıyla tamamlamış. Türün tüm geleneklerine sadık kalan film, dram unsurunu da gerilim ve aksiyon dolu filme abartısız bir şekilde yerleştirmiş. Seok Woo, eşinden ayrılmış ve kızıyla mesafeli bir ilişkisi olan işkolik bir fon yöneticisidir. Kızının doğum günü hediyesi olarak annesini görmek istemesi üzerine, Seok Woo onu Seul’den eski eşinin yaşadığı Busan’a götürmeye trenle karar verir. Ancak bir salgının patlak vermesi üzerine, Seok Woo kızıyla kendini bir yaşam mücadelesinin içinde bulur.
14. Ui-hyeong-je | The Secret Reunion | Gizli Ortaklık (2010)
İşinden atılan bir Güney Kore ajanı ile sürgün edilmiş bir Kuzey Koreli casusun yolları, ilk karşılaşmalarından altı yıl sonra yeniden kesişir. Biri işine diğeri ise ailesine kavuşabilmek için harekete geçer ve karşı taraftan bilgi çalmak amacıyla zoraki bir ortaklık başlatır. Song Kang Ho ile Gang Dong Won’un gerçekçi oyunculuklarıyla öne çıktığı film, Güney ve Kuzey Kore devletleri arasındaki anlaşmazlıkların insan hayatı üzerindeki etkilerini samimi bir dille anlatıyor.
15. Gwoemul | The Host | Yaratık (2006)
Güney Kore’deki bir Amerikan ordu üssünden Han Nehri’ne dökülen düzinelerce formaldehit, nehirde yaşayan bir amfibiyi mutasyona uğratır ve birkaç yıl içinde amfibi devasa bir canavara dönüşür. Bir gün Han Nehri’nde bir gezintiye çıkan bu canavar, kısa sürede halka dehşet saçar ve nehir kıyısında bir büfe işleten Park ailesinin küçük kızları Hyun Seo’yu kaçırır. Karantina altına alınan ailesi, Hyun Seo’dan bir telefon alınca karantina koğuşundan kaçar ve onu şehir lağımlarında aramaya koyulur. Şuursuzca güldüren mizahı, boğazınızda takılan dramı, yürek hoplatan aksiyonu, “Arkanda, geliyor!” dedirten gerilimli sahneleri ile Gwoemul sizi tezcanlı bir çocuktan kederli bir ihtiyara saniyeler içinde dönüştürebilecek bir film.
16. Chugyeogja | The Chaser | Ölümcül Takip (2008)
Dünya prömiyerini 61. Cannes Film Festivali’nde gerçekleştiren Chugyeogja (The Chaser), Na Hong Jin’in ilk uzun metrajlı filmi. Eom Joong Ho, işten ayrıldıktan sonra kadın satıcılığı yapmaya başlayan eski bir dedektiftir. Çalıştırdığı kadınların birer birer ortadan kaybolması ile işleri bozulmaya başlayan Eom Joong Ho, hepsinin ortadan kaybolmadan önce aynı müşteriyle buluştuğunu farkettiğinde olayın peşine düşer. Başarılı bir seri katil gerilimi olan film, Güney Kore polisini sert bir şekilde eleştirmektedir. Katilin kim olduğundan çok nasıl yakalanacağına odaklanan film, kanun ve adalet düzenindeki aksaklıklara dikkat çekiyor.
17. Saibogujiman Kwenchana | I’m A Cyborg But That’s Okay (2006)
Saibogujiman Kwenchana, Park Chan Wook’un yönettiği bir romantik komedi. Radyo üreten bir fabrikada çalışan Young Goon, bir cyborg olduğuna inanmaktadır. Bir gün kendini şarj etmek amacıyla kablolarına ulaşmak ister ve bileklerini keser. Young Goon’un bu girişimi intihar olarak yorumlanır ve genç kadın bir akıl hastanesine yatırılır. Bir cyborg olduğu için yemeyi reddeden Young Goon’un yolu aynı hastanede kalmakta olan ve insanların ruhunu çaldığına inanan Il Soon ile kesişir. Toplumun psikolojik rahatsızlıkları olan kişilere karşı taşıdığı önyargıları alaşağı eden film, izleyicileri onların gerçekliğine davet ediyor ve onlara empati kurmanın kolay olabileceğini gösteriyor.
18. Bakha satang | Peppermint Candy | Nane Şekeri (1999)
Okul arkadaşlarıyla 20 yıl sonra yeniden buluşan Yong Ho, garip tavırları ve rahatsız edici çıkışlarıyla arkadaşlarını şaşkınlığa uğratır. Yong Ho’nun bu durumu başına neler gelmiş olduğunu düşündürmektedir. Lee Chang Dong’un yazıp yönettiği film, yaşama isteğini kaybetmiş bir adamın nasıl ve neden o hale geldiğini hayatından beş evre üzerinden anlatıyor. Sorumlulukları ve hayalleri arasında sıkışan ve zamanla mutlu olmayı unutan bir bireyin bakış açısıyla anlattığı Bakha satang, arka planda da Kore yakın tarihinin öne çıkan olaylarına yer veriyor. Toplumsal olayların birey üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne seren film, metaforik anlatımı ile şiirsel bir dil yakalıyor.
19. Bumchoiwaui junjaeng: Nabbeunnomdeul jeonsungshidae | Nameless Gangster: Rules of the Time | İsimsiz Gangster (2012)
1980’li yıllarda Busan’da geçen film, yozlaşmış bir gümrük memuru olan Choi Ik Hyeon’un, işten kovulmasının ardından uzaktan akrabası olduğunu keşfettiği genç ve hırslı gangster Choi Hyeong Bae kurduğu ortaklığı anlatıyor. Kısa sürede mafya dünyasında yükselen ortaklar, kısa sürede hükümetin radarına girer. Kurumlar ve toplumdaki rant, rüşvet ve yolsuzluk kavramlarını yer yer mizahi öğelerle işleyen film, Oldeuboi (Oldboy) filminden Choi Min Sik ile Shigan (Time) filminden tanıdığımız Ha Jung Woo’nun oyunculuklarıyla dikkat çekiyor.
20. Yeopgijeogin geunyeo | My Sassy Girl | Hırçın Sevgilim (2001)
Yeopgijeogin geunyeo, Kwak Jae Yong’un yazıp yönettiği bir romantik komedidir. Yardımsever bir kolej öğrencisi olan Kyun Woo, bir gün metroda Jun Ji Hyun ile tanışır. Dengesiz ve tuhaf olan bu kız ile bir o kadar tuhaf bir ilişkiye başlayan Kwak Jae Yong, aşk için nelere tahammül edebileceği konusunda sınırlarını öğrenecektir. Koşulsuz sevginin nelere kadir olduğunu keşfe çıkan bu eğlenceli ve bir o kadar da sinir bozucu olan Yeopgijeogin geunyeo (My Sassy Girl), geniş bir hayran kitlesine ulaşmıştır.
21. Salinui chueok | Memories of Murder Cinayet Günlüğü (2003)
Başrollerinde Song Kang Ho ile Kim Sang Kyung’un yer aldığı Salinui chueok, Bong Joon Ho’nun ikinci uzun metrajlı filmi ve yönetmenin Song Kang Ho ile Gwoemul, Snowpiercer ve Parasite ile devam edecek işbirliğinin ilki. Yıl 1986. Güney Kore, darbe sonrası askeri bir yönetim altındadır. Ülkedeki baskıcı rejim yetmezmiş gibi, tecavüze uğradıktan sonra vahşi bir şekilde öldürülmüş bir kadın cesedi bulunur. Kısa sürede bu olayın şehre korku salacak seri cinayetlerin ilki olduğunu anlayacaklardır. Film, 1980’lerde Kore’nin Hwaeseong bölgesinde gerçekleşen seri cinayetleri konu alsa da Kim Kwang Rim’in 1996 tarihli tiyatro oyunundan uyarlandı.
22. Hanyo | The Housemaid (1960)
Bir fabrikada işçileri piyano dersi veren Kim Dong Sik ve evde terzilik yapan eşi iki çocuğuyla mütevazi bir yaşam sürdürmektedir. Eşinin üçüncü kez hamile kalması üzerine, ev işlerine yardım etmesi amacıyla bir hizmetçiyi işe alan Kim ailesinin sıradan hayatı, Kim Dong Sik’e karşı sıradışı bir tutku geliştiren hizmetçinin davranışlarıyla alt üst olacaktır. Gerilim öğeleri içeren Hanyo (The Housemaid), aile kavramını sorgulatan bir neo-noir filmidir. Filmin Im Sang Soo tarafından 2010 yılında yeniden çevrildiğini de belirtelim.
23. Chorok mulkogi | Green Fish | Yeşil Balık (1997)
Film askerden yeni terhis edilmiş bir genç adamın ait olma ihtiyacını ve aile, yuva kavramlarına karşı değişen bakış açısını konu alıyor. Askerde geçirdiği dönem boyunca hayatını askıya alan Mak Dong, eve döndüğünde herkesin hayatının devam ettiği gerçeğine adapte olmakta güçlük çeker. İlk olarak eve dönüş yolunda gördüğü bir kadınla yolları yeniden kesişen Mak Dong onun yardımıyla bir çeteye kabul edilir ve hayatı tamamen değişir. Usta yönetmen Lee Chang Dong’un ilk uzun metrajlı filmi olan Chorok mulkogi (Green Fish), Vancouver ve Rotterdam film festivalleri başta olmak üzere pek çok uluslararası festivalden ödülle döndü.
24. Misseu Hongdangmu | Crush and Blush (2008)
Yang Mi Sook, kızarma alışkanlığı olan ve etrafındakiler tarafından pek sevilmeyen beceriksiz bir Rusça öğretmenidir. Öğrencilik yıllarından bu yana aşık olduğu öğretmeni Seo Jong Cheol ile şimdi meslektaş olmuştur. Evli olan Seo Jong Cheol ise daha çok yeni öğretmen Lee Yoo Ri ile ilgilenmektedir. Mi Sook, Jong Cheol ile Yoo Ri arasında bir şeyler olmasına engel olmaya karar verir. Genç kadının bu görevdeki müttefiği ise Jong Cheol’un kızı Jong Hee’dir. Toplum tarafından şekillendirilmiş rollerin ve davranış kalıplarının dışına çıkmayı başaran film, karakterlerinin sıradışı tercihleriyle izleyici üzerinde etkisi uzun süre devam edecek bir senaryoya sahip. Lee Kyoung Mi’nin ilk uzun metrajlı filmi olan Misseu Hongdangmu‘nun yapımcılarından biri Park Chan Wook’tur. Usta yönetmen Bong Joon Ho da filmde küçük bir rolde yer almıştır.
25. Beoning | Burning | Şüphe (2018)
Haruki Murakami’nin Barn Burning isimli kısa öyküsünden uyarlanan film, Lee Chang Dong’un sekiz yıl aradan sonra çektiği ilk film. Yarı zamanlı kuryelik yapan Lee Jong Su, bir teslimat sırasında karşılaştığı çocukluk arkadaşı Shin Hae Mi ve Lee Jong Su’nun Kenya’da tanıştığı Ben adındaki gizemli adam arasındaki aşk üçgenini konu alıyor. Dünya prömiyerini 71. Cannes Film Festivali’nde gerçekleştiren film, festivalden iki ödülle döndü.
26. Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom | Spring, Summer, Fall, Winter… and Spring | İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış… ve İlkbahar (2003)
Ustasıyla birlikte bir budist manastırında yaşayan küçük bir rahibin hayatından kesitler sunan film, her bölümün hayatın belli dönemleriyle ilişkilendirilmiş birer mevsimle anlatıldığı beş kısımdan oluşur. Budist öğreti ve “nefs” terbiyesini konu alan Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom, ülkemizde 23. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilmiştir. Yönetmenliğini ve senaryosunu Kim Ki Duk’un üstlendiği film, muhteşem görselliği ve huzurlu atmosferiyle izleyiciyi hikayenin dinginliğine ortak ediyor.
27. Bin Jip | 3-Iron | Boş Ev (2004)
2004 yapımı Bin Jip, yaşamını tatile giden insanların evlerinde sürdüren, bunun karşılığında ise evdeki aletleri tamir ederek ya da çamaşırlarını yıkayarak karşılığını ödediğini düşünen Tae Suk, günün birinde kalacak bir “boş ev” daha bulur. Bu evde kocası tarafından istismara uğrayan bir kadınla karşılaşan genç adam, kendi gibi yalnız olduğunu düşündüğü kadınla bir bağ kurar. Kim Ki Duk’un en dikkat çekici filmlerinden biri olan Bin Jip, 24. İstanbul Film Festivali kapsamında ülkemizde gösterilmişti. Baş karakterlerin neredeyse hiç konuşmadığı film, şiirsel anlatımıyla izleyiciye unutamayacağı bir deneyim yaşatıyor.
28. Ajeossi | The Man from Nowhere | Mazisi Olmayan Adam (2010)
İlk filmi Yeolhyeol-nama (Cruel Winter Blues) ile kariyerine güzel bir başlangıç yapan Lee Jeong Beom’un ikinci filmi Ajeossi, eski bir özel ajan olan şimdi ise bir rehin dükkanı işleten Cha Tae Shik’in So Mi adındaki küçük kızla olan sıradışı arkadaşlığını anlatıyor. So Mi’nin uyuşturucu ve organ kaçakçılığı çetesini tarafından kaçırılmasının ardından Cha Tae Shik, onu kurtarmak için harekete geçer. Sade bir konusu olan film, sert ve gerçekçi dövüş sahneleriyle dikkat çekiyor.
29. Kkeut-kka-ji-gan-da | A Hard Day | Zorlu Gün (2014)
Cinayet dedektifi Go Geon Soo’nun başı derttedir. Eşinden boşanma celbi almıştır. Annesi hayatını kaybetmiştirr. İş arkadaşlarıyla birlikte görevini kötüye kullanmaktan hakkında soruşturma açılmıştır. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi annesinin cenazesine giderken yanlışlıkla birine çarpar ve ölümüne neden olur. Bu olayı örtbas ettiğini düşünse de nihayetinde kazaya tanık olduğunu söyleyen gizemli bir adam tarafından tehdit edilir. Film, şartlar gerektirdiğinde en sıradan insanın bile ne kadar sıradışı davranabileceğini gösteren başarılı bir yapım. Son ana kadar düşmeyen temposu ve kaybolmayan gizemiyle iki saatlik bir seyif keyfi yaşatıyor izleyiciye. Daha sonra Gisaengchung (Parasite) filminde rol alacak olan Lee Sun Kyun’un performansı ise kesinlikle çok başarılı.
30. 1987 | 1987: When the Day Comes (Joon-Hwan Jang)
1987, Kore ile ne kadar yakın bir tarihimiz olduğunu gösteren bir diğer yapım. Senaryosu, 1987 yılında gerçekleşen Haziran Demokrasi Hareketi sırasında yaşanan olaylardan esinlenerek kaleme alınmıştır. Yönetmenliğini listemizdeki bir diğer film olan Jigureul jikyeora! (Save The Green Planet!) ile tanınan Jang Joon Hwan’ın üstlendiği film, askeri rejim altında yasadışı sorgulama ve işkence altında hayatını kaybeden bir üniversite öğrencisi için adalet arayışını konu alıyor. Gencin ölümünü örtbas etmeye çalışan polis ve hükümete karşı üniversite öğrencileri başta olmak üzere halk tarafından bir mücadele başlar.

(0) (0)

Hepsi birbirinden güzel filmler ve bu listede olmayıp da gerçekten iyi olan birkaç fil daha var. Benim bu filmlerden öncelik sıram şöyle olur.

12  Cinayet Günlüğü
2- Kanlı Görev
22- Ana
11- Şeytanı Gördüm
3- Zor Gün
20- Zombi Expresi

(0) (0)
husbil 16.01.2020 13:52

2 numaralı film gerçekten çok komik ve gizemli izlerken çok eğlenmiştim.
(0) (0)
gri72 16.01.2020 15:16

Rumuz:
veya
Üyeliğin ile yazmak için giriş yap veya kayıt ol