Bu durumda geriye genç Jonas ve Martha kalıyor. Bu ikiliyi sona bırakmamızın sebebi 2. sezonun sonundaki en büyük sürprizin Martha konusunda yaşanması. Sezon finalinde 1987’den aldığı Claudia ile birlikte 2020’ye gelen Jonas, burada Martha ile yeniden bir araya geldi. Martha aralarındaki ilişki hakkında gerçeği bilse de bunu görmezden geldi. İkisi aylar sonra yeniden kavuşurken, 1921’de tanrı parçacığı geçidine giren Adam, 2020’ye geldi. Tüm bu yaşananların gerçekleşebilmesi için Martha’yı vurdu ve öldürdü. Ancak bu olayın hemen sonrasında, Martha’nın öldüğü yaşta olan, ancak farklı görünen başka bir Martha ortaya çıktı. Farklı bir zamandan değil, farklı bir dünyadan geldiğini söyleyen Martha, alışık olduğumuzdan farklı bir zaman makinesi çıkararak Jonas ile birlikte kıyametten hemen önce ortadan kayboldu.

Sezon boyunca beklenen büyük felaket de Clausen’ın bu cevap arayışından doğdu. Aleksander hakkında gerçekleri öğrenmeye çalışırken nükleer tesis için bir arama izni çıkartan Clausen, Charlotte’ın itirazlarına rağmen buradaki beton dökülmüş alanı kırdırdı. Üzerine beton dökülen radyoaktif maddeler açığa çıkınca, son döngüyü başlatacak felaket gerçekleşti ve 2054’te gördüğümüz kaos hâlindeki tanrı parçacığı geçidi yaratıldı. Bu sırada açılan bir gedik sayesinde Charlotte, kızı (ve annesi) Elisabeth’in yetişkin hâlini gördü. 2. sezon sona erdiğinde; Hannah, 1954’te, Katharina, 2020’de mağaranın altındaki geçitte, Ulrich, 1987’de Mikkel ile kaçma girişimi başarısız olduktan sonra yine akıl hastanesinde, Peter ve kızı Elisabeth sığınakta. Yanlarında 1987’den gelen Clauida, kızı Regina ve genç Noah var, Yetişkin Jonas, yanında Franziska, Bardosz ve Magnus ile birlikte zamanda yolculuk yapmak üzere, Mikkel, 1987’de, Ines ile birlikte yaşayıp Michael hâline geleceği yeni hayatına başlıyor, Aleksander, kimlik hırsızlığı nedeniyle gözaltında Agnes, 1921’de Sic Mundus örgütü ile birlikte

2. sezonda hikâyeye dâhil olan W. Clausen, ilk başta kayıp çocuklar davasını yöneten dedektif olarak karşımıza çıktı. Ancak zamanla Clausen’ın farklı bir amacı olduğu ortaya çıktı: Yıllar önce kaybolan kardeşinin katilini bulmak. Aldığı isimsiz bir mektupla, kardeşinin kimliğini taşıyan adamın, yani Aleksander Tiedemann’ın Winden’da yaşadığını öğrenen Clausen, soruşturmasını Aleksander’a yöneltti ve sonunda onu tutuklayarak, kardeşi ile ilgili gerçekleri itiraf etmesi için onunla yüzleşti.

Sic Mundus’a yeniden kabul edilen Agnes, zaman yolculuğu yaptığını gördüğümüz karakterler arasında yer alıyor. Bu yüzden hikâyenin devamında da oynayacak bir rolü olduğu tahmin ediliyor. 2. sezonda Egon’un eşi ve Claudia’nın annesi olan Doris Tiedemann ile birlikte olan Agnes’in bu yasak ilişkisinin hikâyede bir rol oynayıp oynamayacağı ise merak konusu olmaya devam ediyor.

Döngüyle ilgili gerçeklerin yer aldığı kehanet kitabının kayıp sayfalarını bulduktan sonra Adam’ın aslında yaşananları değiştirmek istemediğini, kendisini en başından beri kandırdığını öğrenen Noah, 1921’de Adam’ı öldürmeye çalıştı. Ancak başarılı olamadı. Çünkü Adam’ın ölme vakti gelmemişti ve her şey gibi bu da vakti geldiğinde olmalıydı. Çünkü zaman böyle istiyordu. Noah’ın Adam’ı öldürmeye çalışmasından hemen sonra ikisinin bulunduğu odaya Noah’ın kardeşi Agnes girdi ve Noah’ı vurarak öldürdü.

Yetişkin Jonas’tan zaman yolculuğunun varlığını ve kocası ile oğlunun hayatta olduğunu öğrenen Katharina, Ulrich’in haritasını bulmasının ardından mağaraya gitti ve geçidi buldu. Nükleer santraldeki felaket gerçekleştiği sırada tünelde olan Katharina’nın başına ne geldiği sorusu 3. sezonda cevap bulacak.

Yetişkin Jonas ile 1987’ye gidip Mikkel’i gördükten sonra zaman yolculuğunun gerçek olduğuna ikna olan Hannah, Jonas’ın getirdiği zaman makinesini alarak 1954’e döndü. Burada akıl hastanesindeki Ulrich’i görebilmek için genç bir polis olan Egon’u kandıran Hannah, Ulrich’i bulduğu yerde, yani akıl hastanesinde bıraktı. Daha sonra Egon’a geldiği yerde her şeyini kaybettiğini söyleyen Hannah, böylece 1954’te kalmayı planladığını gösterdi.

2. sezonda ortaya çıkan bir diğer çarpıcı bilgi de Charlotte’ın ebeveynlerinin kimliği oldu. Daha sezonun başında Noah, Charlotte’ı ziyaret ederek ona babası olduğunu açıkladı. Ancak asıl sürpriz Charlotte’ın annesinin kim olduğu belli olduğunda yaşandı. Çünkü Charlotte’ın annesi aslında kızı olan Elisabeth. Yani Charlotte bir paradoksun parçası. Bir başı veya sonu olmayan kapalı döngüdeki bir paradoks. Charlotte’ın kızı Elisabeth doğar, büyür, 2020’de felaketten önce sığına girerek hayatta kalır, o sırada sığınakta olan genç Noah ile tanışır, sonraki yıllarda birlikte bir hayat kurarlar, çocukları Charlotte doğar, geçmişe gönderilip H.G. Tannhaus’un yanına bırakılır. Onun yanında yetişen Charlotte, Peter Doppler ile evlenir. Charlotte’ın kızı Elisabeth doğar, büyür, 2020’de felaketten önce sığına girerek hayatta kalır…

2. sezonda bir zaman yolcusuna nasıl dönüştüğünü gördüğümüz bir diğer karakter de Claudia oldu. Yaşlı hâlinin 1987’de kendisini ziyaret etmesiyle zaman yolculuğu ve 33 yıllık döngüyü öğrenen Claudia, kısa süre için 2020’ye geldiğinde, babasının 1987’de evinde ölü bulunduğunu öğrendi. Bunu engellemek için babasının yanına giden Claudia, bir arbede sırasında yanlışlıkla babasının ölümüne neden oldu. Kızı Regina’yı kurtarabilmek için babasının ölümüne göz yuman Claudia, hemen sonrasında karşısına çıkan Jonas ile birlikte 2020’ye geldi. Burada kanserle mücadele eden Regina’nın karşısına çıkıp, felaketten hemen önce onunla birlikte sığınağa girdi. Öte yandan yaşlı Claudia planlarını hayata geçirebilmek için kendisini feda etti. 1954’te Agnes’ten yerini Noah’a haber vermesini isteyen Claudia, genç yaştaki babasını ziyaret edip ondan özür diledikten sonra ormanda Noah tarafından öldürüldü. Agnes, Claudia’nın yerini bildirdiği için Sic Mundus’a yeniden kabul edildi.

1954’te Helge’nin kaçırılmasını ve inşaatta ölü bulunan çocukların katilini araştıran genç bir polis olan Egon Tiedemann, 1987’de bu davayı yeniden gözden geçirince, yıllar önce cinayetlerden sorumlu tuttuğu adamı, yani Ulrich’i hatırladı. Ulrich’i akıl hastanesinde ziyaret eden Egon, çok geç de olsa yaşanan olayların arkasındaki gerçekleri öğrendi. Hemşire Ines Kahnwald’ın yanında yaşayan Mikkel’in Ulrich’in yıllar önce bahsettiği oğlu olduğunu anlayan Egon, Ulrich’e Mikkel’in yerini söyledi. Bunun üzerine Ulrich, akıl hastanesinden kaçarak yıllar sonra Mikkel ile kavuştu. Oğlu ile birlikte mağaradaki geçitten geçip günümüze dönmeye çalışsa da bunu başaramadan yakalandı.

Mağaradaki geçidi yok edip 33 yıllık döngüyü bitirme planı başarısız olan, bunun yerine sadece geçidi kapatabilen yetişkin Jonas, 2020 yılına, annesi Hannah’ın yanına geldi. Burada Hannah, Katharina, Charlotte ve Peter’a gerçekleri anlatan Jonas, Martha’yla da karşılaştı ve aralarındaki ilişkiyle ilgili gerçekleri (Martha’nın yeğeni olduğunu) açıklamak zorunda kaldı. Kıyameti önleyemeyeceğini anlayınca Martha’yı zorla sığınağa götüren Jonas, daha sonra onu ziyaret eden genç Noah’ın uyarısı üzerine Franziska, Elisabeth ve Bartosz’u kurtarmaya gitti. Felaket gerçekleşmeden hemen önce onlarla birlikte zamanda bir yolculuğa çıktı. Geçmişe mi yoksa geleceğe mi gittikleri ise gösterilmedi.

Peki Magnus ve Franziska nasıl oldu da kendilerini 1921 yılında, Adam’ın yanında buldular? 2. sezonun günümüzde geçen kısmında Magnus ve Martha ile Franziska ve Elisabeth, neler olup bittiğini anlamaya çalıştıkları bir maceraya atıldı. Bu amaç doğrultusunda mağaraya giden dörtlü, burada Noah’ın verdiği zaman makinesiyle zamanda yolculuk yapan Bartosz ile karşılaştı. Bartosz’u yakalayıp bağlayan gençler, sonunda zaman yolculuğunun varlığını öğrendi. Hatta hep birlikte 1987’ye gitti. O sırada polis arabasında oradan geçen Ulrich, çocuklarını görme şansı yakaladı. Magnus ve Franziska’nın zaman yolculuğu ile tanışması bu şekilde gerçekleşti.

Öte yandan 1921’de sadece Jonas (Adam)’ın değil Magnus’un da Sic Mundus’un bir parçası olduğunu öğrendik. Magnus’un yanındaki kadının kimliği açıklanmasa da, gerek Magnus ile ilişkisi, gerekse dış görünüşü bu kadının da Franziska olduğu şeklinde yorumlandı.

Jonas, 1921’e gidip Sic Mundus örgütüyle karşılaştığında ortaya çıkan en önemli bilgi Adam’ın gerçek kimliği oldu. Sic Mundus’un başında yer alan ve Noah’ın yaptıklarının arkasındaki isim olan Adam, aslında Jonas olduğunu, yıllar içinde defalarca zaman yolculuğu yaptığı için vücudunun deforme olduğunu açıkladı.

Bu amaç doğrultusunda 2019’a gelen Jonas, babasını intihardan vazgeçirmedi, tam tersine Mikkel/Michael’ın oğlunun var olabilmesi için intihar etmesi gerektiğini anlamasına neden oldu. Adam’ın yalan söylediğini, babasını kurtaramayacağını anlayan Jonas, o sırada ortaya çıkan yaşlı Claudia ile birlikte oradan ayrıldı. Daha sonra 1987’de Claudia’nın evinde ortaya çıkıp onu geleceğe, kıyametin gerçekleşmek üzere olduğu 2020’ye götüren Jonas, son bir yılı yaşlı Claudia ile geçirdiğini, Claudia’nın ona geçmiş ve gelecekle ilgili her şeyi öğrettiğini söyledi. Jonas’ın bir zaman yolcusuna dönüşme hikâyesi de böylece başlamış oldu.

İlk sezonun sonunda geleceğe giden Jonas, 2. sezondaki yolculuğuna da gelecekte, 2053 yılında başladı. Burada Elisabeth (Charlotte ve Peter Doppler’in duyma engelli kızı)’in liderlik ettiği grupla karşılaşan Jonas, eskiden nükleer santralin olduğu tesiste tanrı parçacığı geçidini buldu. Kaos hâlindeki geçidi stabilize etmek için aylarca uğraş veren Jonas, sonunda bunu başardı ve geçmişe döndü. Ancak bu kez de gözünü 1921’de, Adam ve Sic Mundus örgütünün yanında buldu. Jonas’ı manipüle eden Adam, onu, her şeyi tekrar yoluna sokmak için babasının intiharını engellemesi gerektiğine ikna etti.

2. sezonda 2020’de yaşanan olaylar, neredeyse herkesin öldüğü kıyametvari bir felaketin günler öncesinde geçiyordu. 2020’ye gelip annesi ile yaşamaya başlayan yetişkin Jonas, sevdiği birçok kişiyi kaybedeceği bu felaketi durdurmak için mücadele verse de, sonunda başarısız oldu ve bu felaketin önüne geçemedi. 27 Haziran 2020, Adam’ın söylediği gibi son döngünün başladığı gün oldu.

İlk sezonun hikâyesi 1953, 1986 ve 2019’da geçerken, 2. sezonda hikâye bir yıl ileriye taşındı. Ayrıca bu kez zaman döngüsüne 1921 ve 2053 de eklendi. Yani 2. sezonda 1921-1954-1987-2020 ve 2053 yıllarında yaşanan olaylara şahit olduk. Öte yandan, Adam’ın kontrol ettiği, 33 yıllık döngüyü kırabilen tanrı parçacığı geçidi sayesinde kısa bir süreliğine 2019’a, Mikkel/Michael intihar etmeden hemen öncesine de gidildi. 1921 yılında, mağaranın içindeki geçidi ve kapıları Adam’ın liderlik ettiği, Noah’ın da bir parçası olduğu Sic Mundus Creatus Est topluluğun kazdığını gördük. 2053 yılında ise Winden’da yaşanan felaket sonrası oluşan post-apokaliptik dünyaya şahit olduk.