İngiltere'de ilginç bir yarışma var. İsmi ise Naked Attraction. Bu garip yarışmadaki olay ise şu; programda yarışmacılar bir bölmede karşılarındaki “çıplak sevgili adayını” parça parça görüyor.

Paravanın arkasındaki yarışmacının önce ayaklarını daha sonra bacaklarını, sonra kalçasını, göğsünü ve kafasını gören yarışmacı karşısındaki ile flört ediyor. 

Yarışmadaki gariplikler elbette bununla bitmiyor. Çıplak adayları görme engelliler için betimleyecek olan yeni bir uygulama da geliyor.

Seyircilerin kaçırdığı detayların anlatılacağı bu uygulamada görme sorunu yaşayan seyirciler böylelikle bütün programa hakim olabilecekmiş.

Açıkçası yarışmanın garipliğine mi şaşırayım yoksa yeni gelen uygulamayla görme engellileri de işin içine dahil ettiklerine mi şaşırayım bilemedim. Belli ki yurt dışında televizyonculuk bizimkilerden baya farklı. Bizde şöyle bir yarışma olsa RTÜK kafayı yerdi herhalde...

Medya Takip Merkezi'nin sosyal medya ölçümleme servisi Digilup'ın son bir hafta içinde derlediği verilere göre, en çok etkileşim alan dizi Kanal D'de yayınlanan, başrollerini Burcu Özberk ile Çağlar Ertuğrul'un paylaştığı Afili Aşk oldu.

Yerli diziler, Ocak 2020’nin ilk haftası yayınlanmadı ama izleyiciler, sevdiği diziler hakkında paylaşım yapmaya devam etti.

Önceki haftalara oranla artış sağlayan, dizi paylaşımları, 1,5 milyona yaklaşırken, en fazla artış görülen dizi, Afili Aşk oldu.

Kanal D’nin romantik komedisi Afili Aşk, bu hafta da zirvedeki yerini korudu ve sosyal medya yansımalarında, 2 kata yakın artış göstererek öne çıktı.

Sefirin Kızı dünyada konuşuluyor

Star’ın iddialı yapımlarından, Sefirin Kızı, bu hafta listenin ikinci sırasında yer aldı. Engin Akyürek ve Neslihan Atagül Doğulu’nun başrolü paylaştığı dizi, hikayesi ve oyuncularının yanı sıra, dünya genelinde sosyal medyada en çok konuşulan 3. Dizi olması dolayısıyla da yorumlandı . Dizide yer verilen, hayat ve aşk üzerine söylenmiş sözler ve diziyle ilgili yapılan Arapça paylaşımlar da dikkat çekti.

Zalim İstanbul’a şikayet var

Kanal D’de yayınlanan Zalim İstanbul dizisi, bu hafta 3. sırada yer aldı. Dizinin oyuncuları ve çiftlerinin yanı sıra, Türkiye Engelliler Platformu’nun paylaşımı dikkat çekti.

Platform, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, engelli bireyi canlandıran oyuncuya yapılan davranışlar dolayısıyla, RTÜK ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne şikayette bulunduklarını açıkladı.

Araştırmanın devamı burada (bkz.)

Şarkıcı Aleyna Tilki ve Youtuber Danla Bilic'in sosyal medyada yayınlan görüntülerinin muhafazakar kimliğiyle bilinen Gökçek'lerin kanalı Beyaz TV'de Ece Erken ve Bircan Bali'nin sunumuyla ekrana gelen Söylemezsem Olmaz programında buzlanmasına rağmen neredeyse her şeyin görüldüğü canlı yayın skandalıdır.

Bu yayını fox yapsa RTÜK'cüğüm anında basar cezayı, eminim burada da öyle yapacaktır. Bekleyip göreceğiz.

Sosyal medya kullanımı arttıkça ve ünlüler de dikkat etmeden güvensiz uygulamaları bilgisayaralrına veya cep telefonlarına indirmeye devam ettikçe bu tür saldırılar ve ifşalar devam edecek gibi görünüyor. Bana kalırsa ünlülerin sosyal medya kullanımı ve dijital güvenlik konusunda ciddi danışmanlıklığa ve eğitime ihtiyaçları var.

Sivri dilli şovmen Okan Bayülgen, TV100 kanalında yayınlanan Uykusuzlar Kulübü programında RTÜK'e ufak bir ayar vermiş.

Konuğuyla sohbet ederken, canlı yayında seks demedikleri için seks de yapmadıklarını, sigara demedikleri için de sigara içmediklerini söylemiş. "Ekranda neyi söyleyemiyorsak öyle yaşıyoruz, ama Çukur'daki gibi silahlarla sıka sıka gidiyoruz." diyerek RTÜK'e çifte standart eleştirisi getirmiş.

Haklı mı? Bence haklılık payı var. Madem alkol, sigara, seks vs. yasak, e kadına şiddet ve silahlar da yasaklanmalı o zaman. 'Eşek' kelimesi bile sansür yiyor ama mermiler havada uçuşuyor. Ayarı yok bu RTÜK'ün. Derhal adam gibi bir düzenleme getirilmeli. Alkol, sigara söylenmemeye devam etsin ama silahlar da kaldırılsın o zaman.

7’den 70’e hemen herkeste bir nostalji yönelik bir güzel duygu vardır. Geçmiş çoğu zaman artık değiştirilemeyeceği için tatlı ve güvenli gelir. Oysa gelecek belirsizdir, her an her şey olabilir ve değiştirmek için çaba sarf etmek gerek. Bu yüzden çoğu zaman korkutucudur da. Geçmiş ile gelecek arasındaki duygu denklemi biraz böyle ama her zaman değil.

Geçmişin bazı olayları yüz kızartıcıdır hatırlanmak bile istenmez. Bunlardan biri de Türk televizyonlarında erkek yöneticilerin cirit attığı 80’li ve 90’lı yıllarda herkesin çoluk çocuk ekran başında olduğu tek kanallı veya birkaç kanallı dönemde yılbaşı gecesi ekrana dakikalarca çıkardıkları dansözler gelir.

Şahsen bizde ekrana dansöz çıktığında kumanda kimdeyse o kumandayı bulup tv’yi kapatmaya çalışırken ailenin geri kalanı da elimizdeki mandalina ve elmalarla mücadeleye girişip sanki odada yokmuşuz tv’de açık değilmiş gibi yapardık ama nerdeyse herkes mosmor olmuş şekilde. Ta ki kumandayı elinde bulunduran Baba veya evin büyük erkek çocuğunun tv’yi kapatmasına kadar. Sonrası daha da korkunç bu kez da bir müddet kimse kimsenin yüzüne bakamaz, anne mutfağa çay may alma bahanesiyle gider geri kalanlar da yerdeki halı kilim desenlerinde televizyona giden yolda navigasyonculuk oynardır.

Kumandayı elinde bulunduran arada bir tv’yi açıp bitti mi bitmedi mi diye bakar bitmediyse alel acele yine kapatırdı tv’yi, bizler ise kilimde bir sonraki desene geçmek için rotayı yeniden oluşturuyorduk.

Bütün ülkede durum böyle miydi yoksa kadınlı erkekli oturulup dansöz ablaların bel kıvraklığına methiyeler mi dizilir di bilemem ama bizde durum anlattığı gibiydi yıllar yılı. Anlattığım yıllar tek kanallı yıllar elbet ama özel kanalların türemesiyle durum düzelir diye beklerken seyirci kapma yarışı dansöz işinin daha da cılkını çıkardı.

Abartma diyenler varsa işte ispatı arşivlerde hala duruyor:

Bizim ailede yeni yıl öncesi mahcupluk ve utanç dakikaları olarak geçen ve Nesrin Topkapı'dan beri televizyon ekranlarında izlediğimiz ve dansöz ritüeli ancak 2014 yılında yani bundan sadece 5-6 yıl önce RTÜK tarafından KanalD’ye kesilen ceza ile yasaklandı.

RTÜK , cezaya gerekçe olarak dansöze para yapıştırmanın çocukların ahlakını bozacak nitelikte olduğunu vurgu yapmıştı.

Bazı üst kurul üyeleri bunun düğünlerde ve eğlencelerde sık rastlanan bir durum olduğunu, Türk kültürünün parçası haline geldiğini belirterek cezaya karşı çıkmış ancak üst kurul cezada ısrarcı olmuştu.

Kanal D yönetimi cezayı yargıya taşımıştı. Ankara 3. İdare Mahkemesi cezanın iptali için açılan davada, ‘dansöze para yapıştırmayı’ çocukların ahlakını bozacak nitelikte olduğuna karar verdi. Böylece RTÜK’ün kararı yargı kanalıyla da onanmış oldu.

RTÜK dondurma ve asitli içecek reklamlarını sıkıntılı bulduğunu açıkladı. 

RTÜK İzleme ve Değerlendirme Daire Başkan Yardımcısı Murat Ellialtı, reklamların çekilmeden önce müdahele edeceklerini ve toplantılar yapacaklarını belirterek, “Asitli içecekler ve dondurma reklamları içerisinde sıkıntılı hususlar var. Özellikle dondurma reklamlarında genel ahlak sınırını aşan sorunlar olabiliyor" dedi.

CHP kontenjanından RTÜK üyesi olan ancak geçen hafta üyeliği düşürülen Faruk Bildirici'nin RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin hakkındaki ifşası sonrası yaşanan gelişmedir. TÜRKSAT ve Basın İlan Kurumu yönetim kurullarına üyeliği bulunduğu ortaya çıktığı için eleştirilerin hedefi olan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin akşam saatlerinde TÜRKSAT'tan istifa ettiğini açıklamıştır.

Faruk Bildirici hakkında, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun tarafsızlığını zedeliği gerekçesiyle alınan karardır. 2'ye karşı 6 oyla üyeliği sonlandırılmıştır. Ama bu sürece götüren, Bildirici'nin CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile ortak açıklama yapıp RTÜK Başkanı'nın eleştirmesi oldu.

Show TV'nin sevilen dizisi Çukur'a kesilen cezadır. RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Show TV'de yayınlanan Çukur dizisi, yeni sezonun ilk üç bölümünde erken saatlerde yoğun olarak darp, cinayet ve ateşli silahlar göstermesi nedeniyle idari para cezası kesildiği söylendi.

Acun Ilıcalı'nın sahibi olduğu TV 8 kanalında yayınlanan O Ses Türkiye programında yaşanan olaydır. RTÜK personeli Fethi Ahmet Fırat, Acun Ilıcalı ile RTÜK görüşmelerinde konuştuğu ve yarışmaya katıldığını söylemiştir. Yaşanan olayda RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’inde izninin olduğu söylenmiştir. 

RTÜK'ün 1 Eylül tarihinden itibaren yürürlüğe koyduğu yeni sansür yasası internet üzerinden yayın yapan platformları da etkiliyordu. Bu sansürden nasibini ilk alan Netflix oldu.

Şu sıralardaysa Netflix'in Türkiye için ilk sansür uygulaması başlamış gibi görünüyor. Bunun nedeniyse sinemaseverlerin uzun zamandır bekledikleri ve bir dönemin efsaneleşmiş dizilerinden bir tanesi olan Breaking Bad'in devamı niteliğinde olan "El Camino: A Breaking Bad Movie" filminin fragmanı. Öyle ki Netflix, bu filmin fragmanı için iki farklı fragman hazırlamış durumda. İki fragman birbirinden tam anlamıyla farklı olmasa da, Türkiye için hazırlanan fragmanda ilginç bir detay yer alıyor. 

Yukarıdaki fotoğrafta da açıkça görülebileceği gibi sol tarafta yer alan global fragmandaki sigara, Türkiye'deki fragmanda bulunmuyor. Bu da Netflix'in, Türkiye'deki sansür uygulamasını başlatmış olduğunun bir göstergesi.

RTÜK'ten yapılan açıklamaya göre, izleyicileri bilgilendirmek adına artık haber bültenlerinde de akıllı işaretlere yer vermek adına çalışmalar yapıldığı bildirildi.

Açıklamada, reyting kaygısının asla insanlık onurunun önüne geçmemesi gerektiği belirtilerek, kadına karşı şiddet başta olmak üzere sadece cinayet ve kötümser olayları haberleştirmenin ve bu görüntüleri hiçbir elemeden geçirmeden olduğu gibi yayınlamanın Türkiye'ye ve millete büyük haksızlık olduğu ifade edildi.

Bu konuda gelen vatandaş şikayetlerinde ciddi oranda artış görüldüğü aktarılan açıklamaya, şöyle devam edildi:

"Televizyonlarda bu kadar yoğun olarak karşımıza çıkan şiddet, maalesef toplumun tamamını kuşatmış gibi gösterilmekte ve insanların yaşamındaki güvenlik algılarını değiştirmektedir.

Uluslararası medyanın çok önceden bir standarda bağladığı ölüm, kaza ve şiddet olaylarının ekrana yansıtılma biçimine ilişkin yayıncılarımızın gerekli önlemleri almamasından dolayı haber programları ve bültenleri için yeni bir uygulamayı başlatıyoruz. Şiddet ve korku içeren yayınların akıllı işaretleri bellidir. Ne zaman ne şekilde yayınlanacakları düzenlenmiştir. Bugüne kadar genel izleyici kategorisinde görülen ve özel bir uyarıcı akıllı işaret kullanılmayan haberlerde, son zamanlarda şiddet görüntülerinin sıklıkla yer alması ne yazık ki ailece izlenen bültenlerde, şiddet görüntülerini içeren haberlerin ağırlık kazanması yeni bir düzenlemeyi zorunlu kılmıştır.

Haberlerin de akıllı işaretler uygulaması kapsamına alınması için yeni bir çalışma başlattık. Çalışma tamamlandığında artık yayıncılar, haber bültenlerinde akıllı işaretler kullanmak ve izleyicileri bilgilendirmek zorunda olacaklar."

RTÜK'ün internet yayınlarını denetlemesinin resmen başlamasından sonra linsans alıp almayacağı merak edilen, daha sonra RTÜK Başkanı tarafından linsan başvurusu yaptığı açıklanan Netflix'in sansür endişesiyle ilgili açıklamasıdır.

Türk dizilerinde eşcinsel karakterlerin azlığı ve hatta yokluğu belli olan bir durum. Fakat bu durum hep böyle değildi. Bu başlıkta Türk dizilerindeki eşcinsel karakterlere değineceğiz.

KAMPÜSİSTAN -MAHMUT:  Kanal D’de yayınlandığı 40 hafta boyunca iyi ratingler alan Kampüsistan dizisinde İstemihan Tuna’nın canlandırdığı konservatuar öğrencisi Mahmut, ilk bölümlerde eşcinselliğini belirtmiş ve okul “arkadaşları” tarafından hor görülmemişti, ki bu “arkadaşlar” arasında şu ara Tuğçe Kazaz da vardı(!)

Dizinin karakterlerinden Mine (şu anda Güldür Güldür Show’da izlediğimiz Aylin Kontente), Mahmut’a aşıktı ve onu “doğru” yola getirmeye kararlıydı. Başroldekiler falan fasa fiso, dizinin en güçlü kadını Mine’ydi. Yaklaşık 10-15 bölümde Mahmut’u doğru yola getirdi. Erkeklerden vazgeçirdi (!) ve yetmezmiş gibi Mahmut’tan hamile kaldı ve onunla evlendi. İnişli çıkışlı bir aşkları vardı ama Mahmut, Mine’yi asla terketmedi. Taş gibi delikanlıları görüp de içi gitmedi. Bize de öğretsene Mahmut nasıl oluyor bu? İnsan eşcinselliğini unutur mu veya tedavi olur mu bu şekilde? Zira Mahmut Mine’den daha feminendi. Yani kısacası Mahmut asimile oldu, heteroseksüel oldu, kayboldu!

BİR İSTANBUL MASALI-ZEKERİYA: ATV’nin en sevilen dizilerinden Bir İstanbul Masalı’ndaki Zekeriya (Emre Karayel), Mehmet Aslantuğ’un canlandırdığı patronun sağ koluydu. İlk bölümlerde pek varlık göstermezken sonra çeşitli imalarla şüphe götürmeyecek şekilde kendini bizlere açık etti. Hatta yanında bir erkekle yemek yerken de gördük Zekeriya’yı. Ve biz de umutlandık. Herhalde konuyu güzelce işleyecekler dedik. Sonra ne mi oldu? Hiçbir şey! Zekeriya dizide yer almaya devam etti ancak adamın cinsel yönelimi -ki  zaten bunu açıkla diye soran olmamıştı- ortadan kayboldu. Zekeriya kaldı ama cinsel yönelimi buharlaştı.

Zekeriya rolünü canlandıran Emre Karayel verdiği röportajda üzerine basa basa “ben eşcinsel değilim” demişti.

Dizinin yıllar sonra TV’de yayınlanan tekrar bölümlerinde Zekeriya’nın eşcinselliğini açıkladığı aşağıdaki sahne sansürlendi.

MÜKEMMEL ÇİFT-YİĞİT: Kanal D’nin 2010 yılında yayına giren dizisi Mükemmel Çift’in baş rollerinde Songül Öden ve Tardu Flordun vardı. Tardu Flordun’un canlandırdığı Bora karakteri, spiker olarak çalıştığı kanalın patronunun oğlu olan Yiğit’le (Tuğrul Tülek) aşk yaşayan bir biseksüeldi. Yiğit, Bora’nın baş roldeki kadın karakterle yakınlaşmasını kendine yediremiyordu. Türk televizyonlarının en bariz eşcinsel çiftinin  isimlerini altın harflerle LGBT tarihine yazdırmasına rağmen dizinin ömrü pek uzun sürmedi. Dizi 8 bölüm dayandı. Buna ek olarak TRT Çocuk kanalında program sunan Tuğrul Tülek, canlı yayınına 5 dakika kala kovulduğunu öğrendi. Tuğrul Tülek, TRT’deki işini eşcinsel rolü canlandırdığı için kaybetmişti.

KILIÇ GÜNÜ-BARIŞ: Osman Sınav’ın yönettiği ve ATV’de yayınlanan Kılıç Günü isimli dizideki iki eşcinselin yatakta olduğu sahne, kafa kesme ve tecavüz sahnelerini iştahla izleyen muhafazakar(!) TV izleyicisini şoke etti. Bu sahnede, zengin ve güçlü iş adamının oğlu Barış Kızıltan (Serdar Yeğin), duştan çıkıp yanına gelen erkek arkadaşının onu öpmek için uzanmasını el hareketiyle durdurmuştu. İki erkek de yarı çıplaktı. Sahne bundan ibaretti.

Ancak o zamanki TRT’nin genel müdürü dahil pekçok alakasız insan bu bir dakikalık sahneye tepki gösterince RTÜK, ATV’yi uyardı. Hızını alamayan RTÜK, dizinin tartışıldığı ve Habertürk’te yayınlanan tartışma programına da ceza kesmeye kalktı. Bütün bunların üzerine, yönetmen Osman Sınav’ın kendini savunmak adına(!) yaptığı “bu ahlaksızlıkları da göstermek istedim” açıklaması olanların üzerine mum dikti.

Ne mutlu ki, Kılıç Günü ekranlarda fazla tutunamadan 8 bölümde ekranlara veda etti.

ULAN İSTANBUL-NURSAÇ: Homofobik olmayan esprileriyle kalbimizi kazanan Ulan İstanbul, libidosu yüksek Maşuka (Demet Gül) karakterinin kuaför açmasını takiben diziye Nursaç isimli bir karakter ekledi. Anadolu şivesiyle konuşan çırak Nursaç karakterinin, feminen tavırları ve erkeklerle olan ilişkilere dair fazlaca yerinde olan tespitleriyle, eşcinsel olduğunun altı çizildi.

20 DAKİKA-ÖZGÜR: Baş rollerini Tuba Büyüküstün ve İlker Aksum’un paylaştığı ve Star TV’de yayınlanan 20 Dakika dizisinde Ushan Çakır’ın canlandırdığı Özgür karakteri, 16 Nisan 2013’teki bölümde eşcinsel olduğunu açıkladı. Açıklamasını “Bu ülkede kimliğimi saklamadan gezemezdim çünkü bu ülkede eşcinsel olmak suç” cümlesine yer vererek yapan Özgür’ün bu açıklaması sosyal medyada da bir hayli yankı buldu.

Dizinin bu sahnesinin videosu aşağıda

KALDIRIM ÇİÇEĞİ-MEMOŞ: Baş rollerinde, müşterilerini dudağından öptürmeyen fahişe rolünde Sibel Can, Hakan Ural ve Hande Ataizi’nin yer aldığı Kaldırım Çiçeği dizisinin eşcinsel Memoş karakterini Volkan Severcan canlandırıyordu. Trans oyuncuların da yer aldığı 1996 yapımı dizideki Memoş karakteri feminenliği bir hayli karikatürize edilmiş bir eşcinseldi.

Aşağıdaki videonun ilk dakikalarından itibaren bu karakterin olduğu sahneleri izleyebilirsiniz.

SEVGİNİN GÜCÜ-CAN: Volkan Severcan’ın eşcinsel bir karakteri canlandırdığı başka bir dizi ise Sevginin Gücü‘ydü. Hülya Avşar ve Tarık Tarcan’ın baş rollerinde olduğu ve 1993 yılında Show TV’de yayınlanan dizide, normal bir hayatı olan güzel bir kadının, fotomodellik ve mankenlik dünyasına adım atmasını anlatılıyordu. Volkan Severcan’ın canlandırdığı karakterin sevgilisi rolünde de manken Engin Koç vardı. Dizide, Hülya Avşar ve Merih Akalın‘ın da lezbiyenlik içeren sahneleri yer aldı.

Volkan Severcan’ın bu diziden alınan sahneleri aşağıda

KAYIP ŞEHİR - DUYGU: İlk transeksüel oyuncu olan Ayta Sözeri'nin canlandırdığı karakterdir. Başrollerini İlker Kaleli ve Gökçe Bahardır'ın oynadığı Kayıp Şehir dizisinde rol almıştır.

ERKENCİ KUŞ - CENGİZ

KİRAZ MEVSİMİ - OLCAY

AVLU - BADE: Oyunculuğu bıraktığını açıklayan Sevda Dalgıç, Avlu dizisindeki transeksüel kadın mahkum rolüyle ekranlara geri dönmüştü

KİRALIK AŞK - KORAY: Türk dizi tarihinde eşcinsel veya efemine bir karakter olarak adını altın harflerle yazdıran Koray karakteri, diziyi izleyen herkesin oldukça beğendiği bir isim olmuştu. Sempatik ve yaramaz tavırları sayesinde, izleyiciler Koray'ın sahnelerini iple çekiyordu. 

AVRUPA YAKASI - BURHAN ALTINTOP: Her ne kadar kadınlara ilgi duyduğunu dizide görüyor olsak da, bana göre gizli bir gaydi. Hal ve hareketleri, hiç kız arkadaşının olamaması vs. sayılabilir.

Behzat Ç. - Banu: Cinayet Büro Amirliği Komiser Yardımcısı rolünü canlandıran İlkyaz Arslan'ın, cinayet soruşturmasında tanıştığı Fatoş karakteriyle öpüşme sahnesi diziye damga vurdu.

Medya Ombudsmanı ve RTÜK üyesi Faruk Bildirici, televizyonlardaki şiddeti özendiren ve kanıksatan, kadınlara karşı cinsiyetçilik yapılan yayınlarla ilgili uzman raporlarının RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin tarafından kurulda gündeme getirilmediğini açıkladı. Bildirici, “RTÜK’te de fiili ‘başkanlık sistemi’ başladı” dediği polemik konusudur.

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ile RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, 6 Eylül'de dizi ve film yapımcılarıylala birlikte Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde dizilerdeki şiddet sahnelerine yönelik bir görüşme gerçekleştirecek.

Yaklaşık 40 dizi ve film yapımcısının katılacağı toplantıda, ekranlardaki kadına yönelik şiddetin haricinde, şiddet içeren her türlü sahneler, ürün yerleştirme uygulamaları, dizilerdeki uyuşturucuya ve alkole özendirme sahneleri gibi konular da masaya yatırılacak.

Dizi yapımcılarının tamamına yakının katılacağı toplantıda, internet platformlarına dizi yapan yapımcılar da görüşmede yer alacak.

Televizyondaki dizilerin yanı sıra internet platformlarındaki dizilerin içeriğindeki şiddet sahneleri de ele alınacak. İnternet üzerinden yayın yapan dizilerdeki şiddet sahneleri, uyuşturucuya özendirme gibi konular da görüşülecek.