7’den 70’e hemen herkeste bir nostalji yönelik bir güzel duygu vardır. Geçmiş çoğu zaman artık değiştirilemeyeceği için tatlı ve güvenli gelir. Oysa gelecek belirsizdir, her an her şey olabilir ve değiştirmek için çaba sarf etmek gerek. Bu yüzden çoğu zaman korkutucudur da. Geçmiş ile gelecek arasındaki duygu denklemi biraz böyle ama her zaman değil.

Geçmişin bazı olayları yüz kızartıcıdır hatırlanmak bile istenmez. Bunlardan biri de Türk televizyonlarında erkek yöneticilerin cirit attığı 80’li ve 90’lı yıllarda herkesin çoluk çocuk ekran başında olduğu tek kanallı veya birkaç kanallı dönemde yılbaşı gecesi ekrana dakikalarca çıkardıkları dansözler gelir.


Şahsen bizde ekrana dansöz çıktığında kumanda kimdeyse o kumandayı bulup tv’yi kapatmaya çalışırken ailenin geri kalanı da elimizdeki mandalina ve elmalarla mücadeleye girişip sanki odada yokmuşuz tv’de açık değilmiş gibi yapardık ama nerdeyse herkes mosmor olmuş şekilde. Ta ki kumandayı elinde bulunduran Baba veya evin büyük erkek çocuğunun tv’yi kapatmasına kadar. Sonrası daha da korkunç bu kez da bir müddet kimse kimsenin yüzüne bakamaz, anne mutfağa çay may alma bahanesiyle gider geri kalanlar da yerdeki halı kilim desenlerinde televizyona giden yolda navigasyonculuk oynardır.

Kumandayı elinde bulunduran arada bir tv’yi açıp bitti mi bitmedi mi diye bakar bitmediyse alel acele yine kapatırdı tv’yi, bizler ise kilimde bir sonraki desene geçmek için rotayı yeniden oluşturuyorduk.

Bütün ülkede durum böyle miydi yoksa kadınlı erkekli oturulup dansöz ablaların bel kıvraklığına methiyeler mi dizilir di bilemem ama bizde durum anlattığı gibiydi yıllar yılı. Anlattığım yıllar tek kanallı yıllar elbet ama özel kanalların türemesiyle durum düzelir diye beklerken seyirci kapma yarışı dansöz işinin daha da cılkını çıkardı.

Abartma diyenler varsa işte ispatı arşivlerde hala duruyor:

Bizim ailede yeni yıl öncesi mahcupluk ve utanç dakikaları olarak geçen ve Nesrin Topkapı'dan beri televizyon ekranlarında izlediğimiz ve dansöz ritüeli ancak 2014 yılında yani bundan sadece 5-6 yıl önce RTÜK tarafından KanalD’ye kesilen ceza ile yasaklandı.

RTÜK , cezaya gerekçe olarak dansöze para yapıştırmanın çocukların ahlakını bozacak nitelikte olduğunu vurgu yapmıştı.

Bazı üst kurul üyeleri bunun düğünlerde ve eğlencelerde sık rastlanan bir durum olduğunu, Türk kültürünün parçası haline geldiğini belirterek cezaya karşı çıkmış ancak üst kurul cezada ısrarcı olmuştu.

Kanal D yönetimi cezayı yargıya taşımıştı. Ankara 3. İdare Mahkemesi cezanın iptali için açılan davada, ‘dansöze para yapıştırmayı’ çocukların ahlakını bozacak nitelikte olduğuna karar verdi. Böylece RTÜK’ün kararı yargı kanalıyla da onanmış oldu.

(0) (0)
Seraphim 30.12.2019 13:34

Artık televizyonda dansözlere alışmaya başlamıştık ki yeni sürprizler ile karşılaştık. Özel televizyonların revaçta olmaya başladığı sıralarda Magic Box’ın genel müdürü “günboyu denetimsiz eğlence” sloganıyla yola koyulduklarını açıkladı. Dansözler bir stüdyodan diğerine zor yetişmeye başlamışlardı…
(0) (0)
aohell 30.12.2019 13:43

Yılbaşlarında babalarımız ve onların babası çaktırmasalar da Nesrin Topkapı’nın televizyonlara teşrif etmesini beklerlermiş. Haksız da sayılmazlar. :)

(0) (0)
okancool70 30.12.2019 13:43

çok çok geç de olsa iyi ki de gelmiş o yasak. şimdi geriye dönüp baktığımda nasıl bir iğrençliğin ve dayatmanın içinde yaşadığımızı bir kez daha anlıyorum.
(0) (0)
iillhhaann 30.12.2019 13:46

Rumuz:
veya
Üyeliğin ile yazmak için giriş yap veya kayıt ol