Popçu Edis'in, bir kadınla sarılarak verdiği poz sosyal medyada büyük yankı uyandırmasıdır.

Edis, Instagram hesabından bir kadınla sarıldığı pozunu 'Yazdır artık' notuyla yayınlamış. 29 yaşındaki popçunun, 11 yıllık sevgilisi Aylin Önce ile yollarını ayırdığı iddia edilmişti.  Şarkıcı Edis'in bu fotoğrafı hayranlarını da şaşırtmış. Fotoğraftaki kadının, burnundaki hızmadan dolayı şarkıcı Aybuke Albere olduğu öne sürülmüş.

Pelin Akil'in hamilelik döneminde yaşadığı riskli süreç ile ilgili konularda gözyaşlarına hakim olamamasıdır.

Bebek hemşiresi Sevim Kurçay Çam ile deneyimlerini konuşan Pelin Akil, psikoloğu Mehtap Güngör ile de güzel bir sohbet yapmış. Akil, Uzman Diyetisyen Arzu Menekşe ile de sohbet etmiş. Tüm katılanlara teşekkür eden Pelin Akil, “İyi ki varsınız. Kaplerimiz bir” diye yazmış.

Ünlü oyuncu çift Pelin Akil ve Anıl Altan, koronavirüs salgını nedeniyle evlerinde karantinada bulunuyor.İkiz bebekleri ile hayatlarından önemli anları paylaşan ikili, önemli bir konuda daha adım atmışlar. Bu zorlu süreçte merak edilenleri uzmanlarla yaptıkları canlı sohbetlerde takipçilerine sunan çift, bu yayınlarıyla da toplumu bilinçlendirme çabası içindeler.

Pelin Akil ve Anıl Altan çifti tüm bu yayınlarını youtube sayfalarında video olarak birleştirdi. Instagram hesabından duyuru yapan Pelin Akil, “Şu canlı yayınlar ne güzel oldu bu dönem , tüm sevdiğimiz hayranı olduğumuz insanlarla evlerinden samimiyetle sohbet edişlerine şahit olup belki de eleştirdiğimiz sevmediğimizi sandığımız insanları da doğal hallerinde izleyip onlara karşı sempati beslemeye bile başladık, ben elimden geldiğince madem bu kadar takipçim var sizlere yararlı yayınlar yapmaya özen göstermek istiyorum” diye mesaj yazmış.

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Cihat Şen ile yaptığı canlı yayında duygusal anlar yaşayan Pelin Akil, özellikle de hamilelik döneminde yaşadığı riskli süreç ile ilgili konularda gözyaşlarına hakim olamamış.

Ya ne yalan söyliyeyim ben çok seviyorum bu çift. Belki'de hayatımda gördüğüm en mükemmel en doğal çift diyebilirim. Çocuklarından söz etmiyorum bile. Hamilelik dönemlerinde ise zor zamanlardan geçmelerine rağmen yinede hep olumlu tavırları vardı unutmam o zamanları. Bunu sosyal medyada takipçileri ile paylaşıyorlardı bilen bilir. Her kadın Pelin gibi olmak ister.

Aleyna Tilki’nin dün yayınladığı Yalan şarkısından sonra akıllara başka şarkıcıların Yalan isimli şarkıların gelmesidir.

Genç şarkıcı Aleyna Tilki söz-müzik ve klibine imza attığı yeni şarkısı 'Yalan' hayranlarının beğenisine dün snumuştu.

Yalan şarkısı beklediği kadar ilgi görmeyince Aleyna Tilki'nin moralinin çok bozulduğu iddia edilmiş.

Aleyna Tilki, yayınlandığı Youtube'da tahmin etmediği kadar olumsuz yorum alan şarkısı için imaj değişikliğine gitmiş ama hiç beğenilmemiş. Aynı zamanda "yalan"şarkısı bir çok insana geçmişteki "yalan" adlı şarkıları hatırlattı.

Valla aleyna ablacım bu sefer tutturamadın be kuzum. Olsun üzülme her sene tutturacaksın diye bir kural yok. Sen çok uçtun birden çakıldın işte ders olmuştur bu belki sana

Eskilere bakacak olursak bütün yalan isimli şarkılar çok güzel ve hepside bu yeni şarkıyı tokatlar. Senin şarkında ise yalaaaaağğnn'dan başka birşey duyulmuyor ki.

Heee klibinden söz etmiyorum bile.

Buyur tatlım seni çöküşler lisetsine alalım.

Benim favori Yalan'ım Edis💃🕺

Sizin favori Yalan’ınız hangisi?🤔🤔

İnternette denk geldiğim güzel bir röportaj var. Bildiğiniz gibi The Witcher dizisi Netflix platformunda yayınlandıktan sonra dünyada popülerliğini daha da arttırdı. Çünkü aslında The Witcher bir kitap serisi ve ardından bilgisayar oyunlarına uyarlanmış bir dünya.

Tabi ki böylesine kapsamlı ve geniş bir dünyayı ortaya çıkaran yazara da ilgi büyük. Övünmeyi pek sevmeyen ve net ifadeler kullanmaktan çekinmeyen yazar Andrzej Sapkowski'nin röportajını okurken kendisinden biraz soğuyabilirsiniz. Çünkü kendisi biraz fazla dobra gibi duruyor. Süslü kelimeleri sevmiyor ve net konuşuyor.

Daha fazla vakit kaybetmeden bu muhteşem dizinin, bilgisayar oyunlarının ve esas olarak kitabın yaratıcısıyla röportaja geçelim.

-The Witcher kitaplarınızı diziye uyarlamayı teklif ettiklerinde kendinizi nasıl hissettiniz? Çekinceleriniz oldu mu?

Başlangıçta bazı tereddütlerimin olduğunu itiraf etmem gerek. Daha önce de aynı şeyi teklif eden birçok kişi olmuştu ve çoğu ciddiyetten uzaktı. O yüzden umudumu kaybetmiştim ve ikna edilmem zordu. Derken birdenbire başka bir teklif ortaya çıkıverdi. Ama bu seferki oldukça profesyoneldi ve teklifi sunanlar çok sempatikti. Pozitif yaklaşmak için her tür sebebim vardı.

-Prodüksiyon aşamasına ne kadar katkıda bulundunuz?

Çok fazla değil. Böyle olmasını ben talep ettim. Çok çalışmayı ve uzun mesailere kalmayı sevmem. Aslına bakarsanız çalışmaktan hiç hoşlanmam. “İlk taşı günahsız olanınız atsın.” Yuhanna 8:7.

-Diziye eklenmesi için ısrar ya da mücadele ettiğiniz bir şey var mıydı?

Bilginiz olsun diye söylüyorum, sanatçıların ve kendilerini ifade ediş şekillerinin özgür olması gerektiğine inanıyorum. Başka sanatçılara karışmak ya da kendi görüşümü onlara zorla kabul ettirmek gibi huyum yoktur. Hiçbir şey için ısrar ya da mücadele etmem. Sadece tavsiye veririm. O da gerektiği zaman. Ve benden böyle bir şey istenirse.

-Dizide yapılmasını kabul ettiğiniz ya da eserinize farklı bir açıdan bakmanızı sağlayan kreatif değişiklikler var mı?

Bu kaçınılmaz. Kelimeleri bazı kayıplar yaşanmadan görüntüye dökemezsiniz. Ama detayları kendime saklamayı tercih ederim.

-Dizinin çekim süreci sırasında sizi en çok şaşırtan şey neydi?

Bir sürü şey vardı. Üstelik kolay kolay şaşıran biri değilimdir. İster inanın ister inanmayın, hikâyelerimi yazarken onları zihnimde canlandırmam. Yazmak benim için görsel bir süreç değildir. Sadece harfleri görür ve onlarla çalışırım. O yüzden eserlerimin görsel bir materyale – çizgi romana, oyuna veya filme – dönüştürüldüğünü gördüğümde bazen gerçekten de şaşırıyorum. Çoğunlukla da olumlu yönde.

-Sizce dizinin kitaplardan uyarladığı en iyi şey neydi?

İsmim jenerikte geçiyor. Diziyi övemem. Bu hoş olmaz.

-Peki, dizinin kitaplardan uyarlamayı başaramadığını düşündüğünüz bir şey var mı?

Böyle bir şeyi açıkça söylemek için aptal olmam lazım. İsmim jenerikte yer alıyor.

-The Witcher dizisini oyunlarla nasıl karşılaştırırsınız? Sizce avantajları ve dezavantajları neler?

Hiçbir şeyi The Witcher oyunlarıyla kıyaslayamam çünkü hiçbirini oynamadım. Çocukluğumdan beri oyun oynamadım. Muhtemelen poker ve briç hariç… Video oyunları bana göre değil. Eğlenmek için kitap okumayı tercih ederim. Her neyse, bana sorarsanız televizyon dizileri ile video oyunlarını karşılaştıramazsınız. İkisinin de çok farklı yaklaşımları, yapım aşamaları ve hedefleri var. Spagetti ile bisikleti kıyaslayamazsınız. İkisinin de avantajları ve dezavantajları olsa bile…

-Netflix dizisi yayınlandıktan sonra kitaplarınızın 500.000 kopya daha sattığını öğrendiğinizde tepkiniz ne oldu?

Bu soruya ne cevap vermemi bekliyorsunuz ki? Çok üzüldüğümü mü söyleyeyim? Ağladığımı mı? Yoksa intihar etmeyi düşündüğümü mü? Hayır efendim. Ne hissettiğim gayet bariz ve hiç de karmaşık değil.

-Dizi gösterime girdikten sonra The Witcher serisinin hem kitapları hem de oyunları tekrar popüler oldu. Sizce bunun sebebi ne olabilir?

Yazarının sıra dışı yeteneğinden dolayı diyesim var ama bunu yapmayacağım, bunun için fazla mütevazıyım. Sorunuza Latince bir atasözüyle cevap vereceğim: habent sua fata libelli. Kitapların kendi kaderleri vardır.

-Diziyi izlemeden önce kitaplarınızla hiç tanımamış olan insanların hikâyelerinizi ilk defa okuduklarında ne bulmalarını umuyorsunuz?

Bırakalım buna kendileri karar versin. Daha fazla beklemeyin bayanlar baylar. Kitapları okuyun.

-Şimdiden ikinci sezon onayını almış olan The Witcher dizisinin sonraki bölümlerinde görmeyi en çok beklediğiniz şey nedir?

Kitaplarını çok beğendiğim Joe Abercrombie’den bir alıntı yapmama izin verin: “Hayat aslında çok boktandır. O yüzden en iyisi beklentilerinizi düşük tutmaktır. Belki bu sayede güzel sürprizlerle karşılaşabilirsiniz.”

-Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Hayır. Teşekkürler.

Yeşilçam'dan hayan son yıldızdır. "Ömercik" karakteriyle bilinen oyuncusu Ömer Dönmez, KOAH hastalığı nedeniyle 61 yaşında vefat etti. Ölüm haberi dün gelen ustanın cenazesi bugün Üsküdar'daki Selimiye Cami'nden kaldırıldı. Cenaze töreninde ailesi, rol arkadaşlarından Edis Hun, Zeynep Değirmencioğlu (Ayşecik), İzzet Günay ve sevenleri vardı. Ayşecik'le beraber maceraları hem güldürmüş hem hüzünlendirmişti. Allah rahmet eylesin.

Şu da ikilinin filmlerinden kısa bir kesit. Başka bir usta da var tabii filmde, Münir Özkul.

Sosyal medyada diden dile dolaşan ve edise ait olduğu iddia edilen ancak Edis tarafından net bir dille yalanlana ifşa videosudur.

Ünlülerin ifşalarının çıkması özellikle halk tarafından büyük bir ilgiyle karşılanır. Bu duruma son olarak şarkıcı Edis'in dahil olması ise hayranlarını üzerken, başkalarını ise sevindirmiş.

Sosyal paylaşım sitesi Instagram'dan yaptığı açıklamayla olaya açıklık getiren Ancak Edis, videodaki kişinin kendisi olmadığını açıklamanın bile saçma olduğunu videonun kendisine ait olmadığını belirttmiş.

Fiziksel özellikleri Edis'e benzeyen kişi Ricky adını kullanan 25 yaşındaki Riccardo Cossarini isimli bir İtalyan çıktı. Eşcinsel olduğu iddia edilen Ricky'nin Instagram adresinden yaptığı paylaşımlarda Edis'e benzerliği dikkat çekiyormuş.

Bedelli askerliğini yapan ünlü şarkıcı Edis Görgülü'nün yoğun gecen bir kışla gününün sonunda akşam askerlik arkadaşlarına yani koğuş arkadaşlarıyla oturup şarkı söylediği ve @fakultemagduru adlı sosyal medya kullanıcısının kendi hesabından "Bedelli askerlikteyiz geçen. Eğlencemiz böyle @edisgorgulu söylüyor" şeklinde yaptığı paylaşımdaki şarkı performansıdır.

Evet bir "bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır veya ne bileyim o şimdi asker canı neler ister" falan gibi akla ilk gelen asker koğuşu şarkı veya türkülerinden olmayabilir ama Edis'in söylediği "an" şarkısı da gerçekten çok yakışmış koğuş özlemlerinin üstünü örtmüş sarıp sarmalamış sanki.

Koğuştaki sıcak hava ve diğer askerlerin mutluluğu da resmen içimize işliyor. Helal len Edis, sen çok yeşşe emi...

Bedelli askerlikteyiz geçen.Eğlencemiz böyle @edisgorgulu söylüyor pic.twitter.com/eAb5ZfPhi2

— TIPÇI ÇOCUK (@fakultemagduru) January 12, 2020

Online yemek siparişi platformu Yemeksepeti, Edis ve Büşra Develi’yle işbirliği yaptığı #AcıktırBeni kampanyasının lansmanını dün Yemeksepeti Park’ta düzenlenen basın toplantısında gerçekleştirildi.

“Bir gün kurye olacağımı hiç düşünmemiştim, inanılmaz eğlenceli olacak. İyi motor kullanırım ama bakalım adresleri kolay bulabilecek miyim. Kullanıcılarla birebir etkileşimde olacağım için çok eğlenceli diyaloglarımız olacağına eminim” diyen Büşra Develi ise, reklam filmi çekimlerinde en keyif aldığı sahnelerin, filmin şarkısını seslendirdikleri klip çekimleri olduğunu söyledi.

Kampanyayla ilgili heyecanını paylaşan Edis, “Yemeksepeti benim için sadece yemek siparişi verdiğim bir platform değil, aynı zamanda keyifli ve eğlenceli işlerini beğenerek takip ettiğim bir platform. Yemeksepeti’nin sıradışı ve farklı bir tarzı var ve ben bunu çok seviyorum. Yemeksepeti kullanıcıları için kurye olmak, sadece kullanıcılar için değil benim için de enteresan bir deneyim olacak.” dedi.

Eser Yenenler Show'a katılan Edis, “Eserseri Sorular” bölümünde Eser Yenenler'in kendisine sorduğu “Fake hesabın var mı?” sorusuna  “Var. Daha doğrusu çok çer çöp takip ediyorum. Kendi instagramım bile bin oldu artık. Onu da (twitter hesabından bahsediyor) 3 bin falan oldu. Geçiyorum artık o yüzden” şeklinde verdiği şok cevaptır.

Çünkü edisin "çer çöp takip ediyorum" diye tarih ettiği takip ettiği hesaplar arasında Eser Yenenler de var.

Edis, Mastercard için yeni bir şarkı yazmış. Şarkının klibi de trafiğe açık alanda, seyir halindeki bir otobüste canlı çekilmiş. Dünyada bir ilkmiş tabii böyle sıradışı bir çekim. Otobüsteki led ışıklar falan da çok ilginç olmuş. Set havası var resmen araçta.