Online dizi film platformu Netflix'in kurucu ortaklarından ve ilk CEO'su Marc Randolph'un CNBC'ye verdiği bir röportajda yaptığı açıklamadır. Soyu Sigmund Freud'a kadar giden, kendisi de dahil ailesinde hepsi üst seviyelerde eğitim gören Randolph şu tavsiyelerde bulunmuş:

"Eğer gerçekten iş becerilerinizi geliştirmek istiyorsanız, becerilerinizi aktif biçimde kullanabileceğiniz yolları bulun. Örneğin ailenizden birine ya da bir arkadaşınıza bir şeyler satmaya çalışın. Bu bir işi herhangi bir girişim firmasına pazarlamakla benzer beceriler gerektirir. Öncesinde gerçek satış fikirlerinizin ne olduğuna dair düşünmeniz gerekiyor. Daha önce neleri görmüşlerdi? Nasıl tepki verecekler?" 

Yahudi kökenli bu zatın tuzu kuru tabii, kendisine rakip istemiyor belli ki. 

Sevmediğin insanların da senin beğendiğin filmleri izliyor olup öve öve anlatmasıdır. Vardır öyle, gerçek hayatta zoraki muhatap olursun. Arada denk gelir lafını açar, izleyesin gelmez bir daha. 'Ulan bu dallama izliyorsa ben izlemem' tribine sokar insanı. Allahtan geçicidir, bir zaman sonra açar izlersin.

Ice Ice Baby şarkısıyla tanınan 1990+’ların ünlü rap şarkıcısı Vanilla Ice’ın yaşam öyküsünün beyaz perdeye aktarılmasıdır. To The Extreme adlı film, Vanilla Ice'ın Ice Ice Baby şarkısıyla Billboard listelerinde yakaladığı 16 haftalık zaferi ve kariyerindeki düşüşünü konu edinecekmiş.

Şarkı da şu:

1936 yılında İstanbul’da doğmuş. Astsubaymış. Çanakkale ve daha sonra Ankara’da görev yapmış. Ankara’da görev yaptığı sırada Münir Özkul Tiyatrosu’nun bütün temsillerini izlemiş. İçindeki tiyatro aşkı depreşmiş. Bir gece tiyatro çıkışı Özkul’un eline sarılmış öpmek için. Demiş ki;  “Beni de aranıza alın ne iş olsa yaparım.” Münir Özkul “Bizim kadro tamam, adama ihtiyacımız yok” dese de bakmış adam baştan savılacak gibi değil. “Peki demiş bas istifayı gel!” Ama Özgür astsubay olduğu için öyle istifayı basıp gelemiyor. Kendi mi kuruyor, yoksa birileri akıl mı veriyor belli değil; “istifa edemiyorsam bari kendimi attırayım” diyor.

Mesaiye pijamayla geliyor, açmaması gereken şifreli zarfları inadına açıyor, kendi kendine konuşuyor, komutanlara dil çıkarıyor derken dileği gerçekleşiyor. Şizofreni tanısı ile ordudan malulen emekli ediliyor. Koşuyor Özkul’un yanına, tiyatronun mutemetlik işlerini yapmaya başlıyor. Ayfer Feray, Ali Poyrazoğlu, Ferhan Şensoy gibi isimlerle çalışıyor. Ayrıca 1970 yılında ilk kez bir sinema filminde oynuyor. Tiyatro işinde para yok. Bir süre sonra Türkiye derin bir sosyo-ekonomik krize girince Özgür mecburen erotik komedilerde oynamaya başlıyor.

Sinemanın da artık para kazanmadığı, oyuncuların elinde yapımcıdan aldığı senetlerle dolandığı günler bunlar. Galiba içkiyle ilk  bu yıllarda haşır neşir oluyor. “Oraya borç, buraya veresiye” şeklinde hayatını idame ettirmeye çalışıyor. İçki masasında Özdemir Asaf, Baykal Kent ve Bülent Kayabaş gibi kişilerin vazgeçilmez eşlikçisi, meyhanecilerin de veresiye müşterisi oluyor.

Özgür nev’i şahsına münhasır bir adam. Emekli bir diplomat gibi kararlı ama nazik konuşuyor. Konuşması tekdüze değil, bazen cümlenin bir yerine kadar hızlanıp bir yerde duraklıyor. Diğer cümlede tekrar hızlanıyor. Ne söylerse söylesin cümlelerini “efendim” kelimesi ile bitiriyor. Öyle ki nadiren sarf ettiği küfürlü cümlelerin sonunda bile “efendim” var.

Aslında çok iyi bir oyuncu olan Özgür biraz ülkenin içinden geçtiği zor dönem biraz da savruk özel yaşamı yüzünden git gide daha küçük rollere ve kısa diyaloglara mahkum oluyor.  Maddi yönden sıfırı tüketiyor. Bu dönemi çok iyi anlatan bir anekdot var. Özgür içki masasında bir arkadaşına Ali Poyrazoğlu’ndan dert yanıyor. “‘Özcan Bey avans isterse vermeyin, anında rakıya çeviriyor’ demiş. Ben rakıya para vermiyorum ki… Meyhanelere yazdırıyorum… Bakkala borcum var efendim.”

Seksenli yıllar, doksanlı yıllar derken Özgür giderek daha az ekranda görünüyor. Son tiplemelerinin biri de Varsayalım İsmail dizisindeki her dediğini üç defa tekrarlayan -hafızam beni yanıltmıyorsa- Kompresör Bey oluyor. 1995 yılında aramızdan ayrılıyor. Ve hakkında Ferhan Şensoy’un aktardığı anekdotlar, doğum ve ölüm tarihi ve yalan yanlış birkaç internet tevatürü dışında yazılı hiçbir şey kalmıyor. Kim bilir belki ben de şu anda bu yalan yanlış tevatüre katkıda bulunuyorum!

meraklısı için daha fazlasına suradan ulaşabilirsiniz: (bkz:link)

Melih Gülgen-Cüneyt Arkın işbirliğiyle gerçekleştirilen  ulusalcı-millici düşünce akımından fazlasıyla etkilenen ve izler taşıyan (Cemil-Adalet-Cemil Dönüyor) üçlemesinindeki komiser karakteridir.

Cemil çekildiği yılların politik ortamının ürünüydü. Yönetmen Melih Gülgen de o koşullarda politik bir polis filmi çekmek istiyordur. Cüneyt Arkın’la ortak çalışmasından hem Komser Cemil (Adalet filminde Komser Kemal) hem de polis-adalet üçlemesi doğar.

Polis Cemil, ülkesini sömürgeleştirdiğine inandığı Amerika’nın, yerli işbirlikçilerinin, kirli işlerin arkasındaki büyük patronların karşısındadır; onlarla “adalet Savaşçısı” ve bir “vatansever” olarak mücadele eder. 

Cemil filmindeki bir sahnede Komiser Cemil "Polis nedir?" sorusuna cevap verir: "Politikacıların kendi emelleri için kullandığı bir sürü mü? Aylığı karşılığı, özgürlük isteyenleri kovalayan hükümet gücü mü? Yoksa emekçinin karşısında iktidarın memuru mu? O, bir bahtsızlık karşısında halkın suçladığı ilk bahtsız insandır. Aslında o halkın umududur, halkın adalet anlayışıdır. Halk onun kişiliğinde tüm devleti görür. Bir ülkede polis çirkin oldu mu, o ülkede hiçbir şey güzel olamaz." (bkz:link)

Kanal D izleyicisi olarak reklamla alakalı bu şikayetimi dile getiriyorum. Diğer kanallarda reklam kuşağının bitimine 3 dakika kala sayaçla bildirirken Kanal D ise 1 dakikalık sayaçla bildiriyor ve 1 dakika sayaç dolduktan sonra yine reklama giriyor.

Bu izleyiciye ayıp etmek oluyor ve sayacı fark etmeyen izleyiciler, reklam sonrası dizi, film ya da programın reklam sonrası sahneleri kaçırabilirler. Sayacın reklam bitimine en az 3 dakika kala yayınlanması gerek. Yoksa izlediğimiz programları istemsizce kaçırıyoruz.

İlk duyduğumda hiç de şaşırmadığım bilgidir, ünlülerde çıkmasının nedeni bizden daha pis yaşamaları değil parayı bastırıp test yaptırmalarıdır. Biz de test yapsak pek çoğumuzda korona çıkabilir.

Efendim sadede gelecek olursak; basına sızan son dakika haberlerine göre dünyaca ünlü oyuncu Mel Gibson’ın Nisan ayında ABD’nin Los Angeles kentinde bir klinikte gizli bir şekilde koronavirüs tedavisi gördüğü ve daha sonra iyileştiği ortaya çıkmış.

ünlü film serisi ‘Mad Max’ ile bütün dünyada tanınmış ve daha sonra sayısız Hollywood filminde rol alan Mel Gibson’un koronavirüs test sonuçlarının tedaviden sonra sürekli negatif çıktığı vurgulanmış. 

Youtube'da başlayıp BluTV'ye transfer olan, Adana'nın Hürriyet Mahallesi'nde yaşayan bir grup gencin hikayesini anlatan Sıfır Bir: Bir Zamanlar Adana'da dizisinin layık görüldüğü ödüldür. Lob’in Turkey tarafından organize edilen 33. Uluslararası Tüketici Kalite Zirvesi Ödülleri gecesinde ‘En İyi İnternet Dizisi’ ödülünü almış. 

Dizinin yapımcısı ve başrol oyuncusu Savaş Satış, ödül konuşmasında şunları söylemiş:

“Bizler medya sisteminden çıkarak bir yerlere gelen insanlar değiliz. Serüvenimiz YouTube’da başladı. Hürriyet Mahallesi’yle ortaklaşa yürüdüğümüz bir serüvendi bu. Sonra BluTV’yle kader birliği yaptık. Dizimiz dijitale 6 sezon yayınlandı ve sonra da sinema filmimizi çektik, geçen ocak ayında vizyona girdi. Tüm bunların gururunu yaşıyoruz. Daha iyi, daha orijinal içerikler üretmek adına çalışıyoruz. Bugün burada olduğumuz için de mutluyuz, gururluyuz. Ekibim adına çok teşekkür ederim.”

Sony, 1970’lerde televizyon programlarını kaydedebilen VCR’ların satışlarına başlayınca film stüdyoları telif haklarından ötürü dava açmış. Allahtan ki o dönemde mahkemeler aklı selim kararlar vermiş de üst mahkeme Sony’i haklı bulmuş.

Bugün olsa firmayı güzel bir şey bulduğuna pişman ettirirlerdi mahkemeler yoluyla...

Bayaram programalrı bayram gazeteleri vb. derken şimdi bir de bayram filmleri ile tanışmamızı sağlayan filmdir. TRT 1’in bayrama özel hazırladığı “Hanımağa’nın Gelinleri” filminin çekimleri bitme aşamasına gelmiş.

Çanakkale’de geçen 'Hanımağa’nın Gelinleri', bayramın ilk günü TRT 1 seyircisiyle buluşacakmış. Usta oyuncuların kamera karşısına geçtiği ve Medya Fikir Kulübü tarafından gerçekleştirilen projenin yapımcılığını İbrahim Elma üstlenirken, yönetmen koltuğunda ise Ali Ayyıldız bulunuyormuş.

İddialı kadrosuyla dikkat çeken filmde; Aslıhan Güner, Burak Serdar Şanal, Benian Dönmez, Sinan Çalışkanoğlu, Ferdi Sancar, Giray Altınok, Berfu Öngören, Güzide Arslan ve Cezmi Baskın gibi birbirinden başarılı birçok oyuncu rol alıyormuş
 

Dizi film yapımcıları ev Kadınlarının baskısı altındaki ulusal kanalların buyunduruğundan çıkıp internete yöneldikçe ilginç projeler de gelmeye davam ediyor.

İçerik şirketi I-Content ve Depo Film ortaklığında çekilen Türkiye’nin ilk “smart-komedi” dizi projesi ‘Vahşi Şeyler’ için Nurgül Yeşilçay, Selim Bayraktar, Hazal Türesan ve Aytaç Uşun bir araya gelmiş.

Dijital platformlar için tasarlanan ve yaklaşık 20’şer dakikalık mini dizi formatında yayınlanması planlanan proje, evlilikleri bitme noktasına gelmiş bir çift ile psikologlarının ve bir pizzacının aynı evde mahsur kalması üzerine kurulu aksiyon dolu bir komedi olacakmış.

'Vahşi Şeyler'in senaryosu Alper Alpözgen’e, yönetmenliği Erkan Tunç’a ait. Yayın mecrası olarak ise digital mecra görüşmeleri devam ediyormuş.

20 dakika ve değişik bir konu inşallah görüşmeler olumlu sonuçlanır biz de bu farklı projeyi bir an önce izlemeye başlarız ve bu da diğer yapımcılara da örnek olur.

Son olarak Kanal D'deki Afili Aşk dizisinde oynayan Burcu Özberk'in yeni dizisidir. Bu yıl Altın Kelebek de alan Özberk, yeni sezonda Fox TV'de başlayacak Kimsesizler dizisi kadrosunda olacakmış. MED Yapım imzalı film de Erdal Beşikçioğlu, Beren Gökyıldız ve Kübra Süzgün de yer alıyor.

Fox TV'de yeni sezonda ekrana gelecek olan Kimsesizler dizisinin kadrosuna Burcu Özberk de katıldı. Son olarak romantik komedi Afili Aşk'ta başrol oynayan ve Altın Kelebek kazanan Özberk bu defa bir dram dizisinde oynayacak. Dizide yetimhane içerisine yer alan çocukların ne zorluklar çektiğini ve bu süreçte çocukların başlarına gelen dramlar aktarılacak.

Şimdiden bizdeki büyük küçük pek çok dizi film oyuncusunu heyecanlandıracak olan bilgidir. sanatçılarımız artık hollywood'a kapağı atmak için bu restoranı aşındırıp durur. beri yandan nüsretin de bu olaydan hiç hoşnut olmayacağına aiddiaya girerim. çok üzülmüştür çok.

Robert De Niro'nun da ortağı olduğu Nobu restoran zinciri İstanbul'da şube açmaya hazırlanıyormuş. 

1987'de Beverly Hills'de ilk Matsuhisa restoranını açan Şef Nobu, kısa zamanda Hollywood yıldızlarının favori restoranı ve şefi haline gelmiş. 1994'te Robert de Niro tarafından ikna edilen Şef Nobu  New York'taki ilk restoranlarını açtmış.

Korkunç bir şekilde katledilen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in (27) bir süre önce oynadığı Batuhan Altın adlı bir arkadaşının çektiği turistik tanıtım filmidir. Görüntülerde Gültekin ve arkadaşlarının tatile gittiği ve beraber vakit geçirip tanıtım yaptıkları görülüyor.

Televizyon tarihinin ilk reklam filmi New York’ta yapılmakta olan Brooklyn ve Philedephia arasındaki beyzbol maçı sırasında yayınlanan Bulova saatleri ile ilgiliydi. Firma bu reklam için kanala 9 dolar ödemişti. Bulova aynı zamanda uzaya giden ilk saattir.

En son Netflix yapımı The Old Guard filminde oynayan Güney Afrikalı oyuncu Charlize Theron'un çocuklarına zaman ayırabilmek için aldığı mesleğine ara verme kararıdır. Kararı şu sözlerle duyurmuş:

“Bir süreliğine sadece annelik yapmak için ara veriyorum. Listemiz o kadar kabarık ki asla geri dönmeyecek değilim ama bir süre ara vermeye ihtiyacım var. Kendimi çok tatmin olmuş hissediyorum.”

Bollywood tarihinin en başarılı filmlerine imza atan, Hint sinemasına damga vuran Aamir Khan’ın en iyi filmleri...

Show TV'de ekrana gelen Kuaförüm Sensin programının en dikkat çeken yarışmacılarından biri Tayfun Ateşoğlu. Tayfun ilginç ve zaman zaman sivri çıkışlarıyla izleyiciler tarafından da merak ediliyor. Peki Kuaförüm Sensin Tayfun kimdir, nereli, kaç yaşında? Tayfun Ateşoğlu ne iş yapıyor, mesleği ne?

Tayfun Ateşoğlu kimdir?

Tayfun Ateşoğlu doğma büyüme Ankara'nın Çankaya ilçesinden ancak aslen Karslıdır. 2004 yılında İstanbul'a yerleşen Tayfun, tiyatro ve sinemayla ilgilendi, 2 film yaptı. Asıl mesleği olan kuaförlüğü bıraksa da Show TV'deki Kuaförüm Sensin programıyla mesleğine geri döndü.

Yarışmadaki partneri Serap Varol'la beraber yarışmanın unutulmaz isimlerinden biri oldu. Entelektüel ve sanatla uğraşmayı seven birisidir. Karakalem ve heykel çalışmaları da mevcut. Kuaförlük yaptığı dönemde de pek çok ödül aldı. Portekiz'deki bir yarışmada Türkiye'yi temsil etti. Akademi eğitmenliği de yapmıştır. GErçeküstü ve soyut çalışmalar yapmaktan hoşlanıyor. 

Özel kanalların henüz yeni yeni türemeye başladığı ve RTÜK diye bir şeyin de henüz portakal kabuğunda vitamin olduğu dönemde televizyonda gösterilen Kemal Sunal, Şener Şen filmleriyle çok daha geniş kitlelerin sevgisini kazanan Şener Şen ile yapılmış olan Duru Sabun reklamıdır.

Bir bebekten korkunç bir katil imgesi çıkran çocukluğumun uyutmayan karakteri Chucky'nin 2021 nesli çocuklara da musallat olacak olduğu mevzıdur. Sinema tarihinin en önemli karakterlerinden Chucky’nin dizi uyarlamasının tanıtımı yayınlanmış bile.

Seri, 2017 yılında Cult of Chucky filmiyle devam ederken, bir yandan da 2019 yapımı bir filmle yeniden başlamıştı. Dizide Chucky’nin bir satış sonra küçük bir Amerikan kasabasında kaos yaratacağı açıklanmış.

Jennifer Tilly performansı ve yaratıcı Don Mancini’nin seslendirmesi dizide hayranlarla buluşacakmış.