Hükümet ile online dizi film platformu Netflix arasındaki restleşme sonrası yanıtı merak eden sorulardır. Özellikle eşcinsel sahnelere RTÜK'ün müdahale etme isteği Netflix tarafından kabul görmeyince anlaşmazlık çıktığı konuşuluyor. Fatih Altaylı, Cüneyt Özdemir gibi gazeteciler Netflix'in Türkiye'den çekilebileceğini yazdı. Peki gerçekten bu mümkün mü? Netflix Türkiye'den çekiliyor mu? Netflix kapanacak mı? Netflix kapanıyor mu? Kapanırsa ne zaman kapanacak? Ayrıca Netflix vergi veriyor mu bunu da bilmiyoruz. Ödeme yapılırken para Amsterdam hesabına gidiyor. Birilerinin bu sorulara yanıt vermesi lazım.

Bu karışıklığa biraz da sosyal medyada dolaşan sahte fotoğraf sebep oldu. Netflix'in AK Parti ile yaptığı "eşcinsellik" sansürüyle ilgili pazarlığın sonuçsuz kaldığı ve Türkiye'deki dizi çekimlerinin durdurulduğu gündeme geldi ama kesin çekilmeyle ilgili bir açıklama yokken yayılan fotoğraf şu:

He bir de şu var; Medyaradar'dan Murat Tolga Şen, Netflix'in başını yakan dizinin Aşk 101 ya da Şimdiki Aklım Olsa dizileri değil, 'Rise of Empire Ottoman' dizisi olduğunu söylemiş. Bu da mantıklı bir tez. Şöyle diyor kendisi:

"

Şimdiye kadar yaptıklarımda haklı çıktığım için niyet okumaya devam edeceğim. Bana göre Netflix’e uygulanan baskının sebebi ne Aşk101 ne de Şimdiki Aklım Olsaydı dizisi. Bu gıcıklık Rise of Empire Ottoman ile başladı. İstanbul’un fethini anlatan bu dizi sıradan bir seyircinin algısını yıkıyor, İstanbul’un fethini anlatır gibi gösterirken, Fatih Sultan Mehmed’i travmatik bir işgalciye indirgiyor, karşısındaki Jüstinyen’i iyice olumlayarak onurlu Bizans direnişini izletiyordu.

Eşcinsellik falan bahane! İşte iktidar tam olarak bunu istemiyor. Netflix, iktidarın diziler üzerinden yaydığı kültür ideolojisini parçalayan bir sistem kuruyor, iktidar da bakanlık ya da RTÜK aracılığıyla buna engel olmak istiyor. Eşcinsellik ise muhafazakar bir iktidarın elindeki en kolay bahane, bunu kullanarak tabanını rahatlatmayı da ihmal etmiyor. Bir taşla iki kuş…

Bundan sonra ne olacak?

Netflix, Türkiye’den çekilebilir ya da kalır ama yerli dizi sevdasından vazgeçer. Bana kalırsa gitmek yerine hükümetin tepkisini çekecek işler yapmaktan vazgeçerler. Televizyonda izlediğimizden çok da farklı işler üretmedikleri için bu kısmı beni telaşlandırmıyor. Yine Ece Görenç yazıp yine Ay Yapım yaptıktan sonra Netflix’e ne gerek var ama işin rengi tamamen değişebilir de. “Dizilerde eşcinsel karakter istemiyoruz” söyleminin yerini “Dizileri eşcinsel yönetmenler yönetmesin, eşcinsel oyuncular oynamasın” emirleri alabilir ki iş oraya doğru gidiyor. Allah rahmet eylesin, yeni kaybettiğimiz Huysuz Virjin’in (Seyfi Dursunoğlu), RTÜK tarafından kanal yöneticilerine iletilen “ekranda kadın kılığında erkek görmek istemiyoruz” direktifiyle nasıl sansürlendiğini okuyoruz. Asıl tepki verilmesi gereken zaman o zamanmış."

Gazeteci Cüneyt Özdemir'in felaket tellallığına özendiği konudur. Netflix'in eşcinsel sahne içeren Şimdiki Aklım Olsa dizisini RTÜK'ün müdahalesi nedeniyle iptal ettiğini duymuştuk zaten (bkz:link) ama Özdemir AK Parti ile Netflix'in sansür nedeniyle restleştiğini, Netflix'i dünyada ilk defa Türkiye'nin yasaklayabileceğini öne sürmüş.

FETÖ'nün bir zamanlar Amerikalı patronlarından aldığı emirle Türkiye’nin yumuşak gücü haline gelen dizi sektörüne saldırdığını ifade eden Habertürk yazarı Fatih Altaylı, "Türk dizi yapımcıları Bugün de benzer bir saldırı altında. Bu kez bu saldırıyı düzenleyen ise RTÜK" diye yazmış.

Türk dizi sektörünün son yıllarda ihracat kon usunda gösterdiği başarı örnek gösterilecek cinsten. Şöyle düşünün yerli kanallar için bir iş yapıyorsunuz içeride izleniyor reklamını falan alıyor kara geçiyorsunuz. Aynı diziyi bir de tutup dünyanın farklı ülkelerindeki pek çok televizyon kanalına satıp hem döviz cinsinden gelir elde ediyorsunuz hem de dolaylı yoldan ülke ve kültür tanıtımına katkıda bulunuyorsunuz.

Dolayısıyla Fatih Altaylı'nın uyarısı bu açıdan önemli. (bkz:link)

Demirören Medya'dan kovulan ve daha sonra RTÜK üyesi olan fakay oradan da atılan Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici'nin dile getirdiği iddiadır. İddiaya göre; Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını, Anadolu Ajansı, NTV, CNN Türk ve Habertürk'ün sitelerinde; Aydınlık, Milliyet ve Hürriyet gazetelerindeki haberlerde 'titizlikle' ayıklanmış. (bkz:Link)

RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyeleri Okan Konuralp ile İlhan Taşcı; RTÜK'ün, Tele 1 ve Halk TV'ye verdiği 5 gün ekran karartma cezasının iptali istemiyle Bugün idare mahkemesine başvurmuş.
 

Milli ve manevi değerlerle bağdaşmayan sadece cinsellik üzerine kurulu bir dizi. Böyle saçma sapan dizileri yayınlamayın lütfen. Ne zaman bu dizi denk gelse oyuncular ya öpüşüyor ya da birinin tişörtü yok.

Lütfen gereği yapılsın, bu diziler çocukların ve gençlerin sadece psikolojisini bozuyor erkek-Kadın ilişkisini cinsellikten ibaret sanıyorlar. Bu gibi diziler ne yazık ki her kanalda var RTÜK nasıl izin veriyor anlamış değilim.

RTÜK’ün 5 günlük ekran karartma cezası verdiği TELE 1 kanalının Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın cezaya karşı tüm televizyon kanallarını direnişe davet edip 5 gün boyunca saat 21.00’de 1 dakikalık ekran karartma çağrısı yapmasıdır.

Yanardağ'ın açıklamasının bir bölümü şöyle:

"Bu çağrıyı tüm televizyon kanallarına yaptık. Bütün televizyonları tebliğ kararı geldikten sonraki 5 gün boyunca ekran karartmaya çağırıyoruz. Ya RTÜK’ün sansüründen yana olacaklar ya da bağımsız gazeteciliğin yanında. Bu bir demokratik direniş hattıdır. Türkiye’de haber alma hakkı ve ifade özgürlüğünün savunulmasıdır Hangi gerekçeyle olursa olsun bu çağrının gereğinin yapılmaması iktidarın, sansürün ve RTÜK’ün yanında olunduğu anlamına gelecektir. Türkiye’de herkesi bunun gereğini yapmaya çağırıyorum."

Halk TV'deki medya Hahallesi'nde RTÜK'ün Halk TV ve TELE1 kanallarına verdiği 5 Günlük ekran karartma yasağına tepki gösteren Ayşenur Arslan'ın, "Format değiştiriyorum. Bundan sonra Seda Sayan tadında bir program yapacağım. Onun tam kelimelerini ezberlemem lazım. 'Bacım sen ne diyorsun' diyor. Buna benzer kalıpları öğrenmem lazım. Bir de magazine bakarım aslında ama daha hakim olmam lazım. Mesela Seda Sayan'ın oğlu şahane bir kızla çardakta güneşlenirken görülmüş." şeklindeki isyanıdır.

RTÜK'ün Tele1 ve Halk TV'ye verdiği 5'er Günlük ekran karartma yasağının her açıdan yanlış ve kabul edilemez bir karar olduğunu belirten Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, "Tele1 ve Halk TV’nin memlekete hiçbir faydalarını görmüyorum; fakat elbette ifade özgürlüklerini sonuna kadar savunuyorum" demiş.

Bu işler böyle işte birine derman olan şey diğerine göre faydasız tersi de tam tersi :)
 

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) medyadaki muhalif haber kanallarından Halk TV ve Tele1'e verdiği cezadır. CHP'nin RTÜK'teki üyesi olan İlhan Taşcı konuyla ilgili şöyle bir açıklama yapmış:

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 'medya virüsünden kurtulacağız' sözlerini RTÜK’te kendisine 'emir telakki eden' anlayış muhalif, özgün ve özgür yayıncılık yapmaya çalışan televizyon kanallarının sesini kesmeye dönük operasyonun bugün ikinci ayağını gerçekleştirdi. Televizyonların kapatmayla sonuçlanabilecek ceza maddelerinden yaptırım kararı verilmesi bu sürecin ilk aşamasıydı.

Bugünkü Üst Kurul toplantısında, TELE 1 ve Halk TV’ye 5 (beş) gün yayın durdurma cezası verildi. Karar oyçokluğuyla alındı.

RTÜK’ün belirleyeceği tarihler arasında 5 gün boyunca bu televizyonların ekranları karartılacak. Genel yayın türünde, ulusal düzeyde yayın yapan kanallara mevcut yasa kapsamında RTÜK tarihinde ilk kez ekran karartma cezası uygulanacak.

Bu doğrudan doğruya, iktidarı sorgulayan, eleştiren yeri geldiğinde yanlışını haberleştiren, hakikatin izini sürüp, izleyicilerine masa başında oluşturulan algıları değil, ülkede ve dünyada yaşanan gerçekleri aktarmaya çalışan televizyonların sansürlenmesi, susturulması, karartılmasıdır. RTÜK’ün aldığı bu kararla birlikte demokrasinin olmazsa olmazı basın özgürlüğünün “bel kemiği” kırılmıştır.

Ağır ceza kadar vahim olan diğer bir nokta ise bu televizyon kanallarının aynı maddeden 1 (bir) kez daha ceza almaları halinde bu kez kanalların lisansları iptal edilecek. Yani ekranları tamamen karartılacak, fişleri çekilecek, televizyonlar kapatılacak. Yalnızca bu televizyon kanalları değil, Türkiye’nin basın özgürlüğü sayfası kapanmış/kapatılmış olacak.

Basın özgürlüğü mücadele sayfasında bu dönem kara bir leke olarak yerini alacak."

Dilan Çiçek Deniz ve Metin Akdülger'in Netflix'te yayınlanan "Yarına Tek Bilet" filmindeki sevişme sahnesinin damga vurmasıdır.

Dilan Çiçek Deniz ve Metin Akdülger'in gerçek hayatta da sevgili olduğu magazin kulislerinin gündemine oturmuş. Gerçek hayatta sevgili olduğu iddia edilen çiftin, trendeki sevişmeleri sosyal medyanın da konusu olmuş.
Akdülger'in yine aynı platformdaki "Atiye" dizisinde Beren Saat ve Melisa Şenolsun'la sevişme sahneleriyle gündeme gelmişti.

Ozan Açıktan'ın yönetmenliğini yaptığı "Yarına Tek Bilet" filminde Ankara'dan İzmir'e doğru gerçekleştirilen yolculuk sırasında yolları kesişen iki yabancının romantik hikayesini anlatılıyor.

Yarına tek bilet filminin kötü olacağını bilerek açtım ama bu kadar da kötü olacağını tahmin edememiştim. Replikler sanki lisede daracık kelime hazneleriyle cilveleşen ergenler gibi, sevişme sahnesi de yönetmen sanki "siz kötü sevişseniz de bişe olmaz bunlara sevişme olsun" demiş gibiydi. Hee Kompartımanda sevişme sahnesi de boş nostalji gibi birşey oldu. Bu arada  RTÜK nerede? neden sesi çıkmıyor malum AŞK101'de olay olamuştu.. O dizide ne böyle abartı gereksiz sahneler nede boş beleş hayali senaryo vardı.. Ona kıyametler koparken neden buna ses çıkarmadı anlamış değilim..

Muhalif televizyon kanallarına yağdırdığı cezalarla bilinen Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin'in maddi sıkıntıya düştüğünü düşündüren atamadır. RTÜK başkanlığından aldığı yüksek maaş yetmemiş olacak ki kendisi bir de Halkbank Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.

Medyayla ilgili bir atama olsa tamam diyeceğim ama Halkbank ne alaka? Ekonomi ne alaka? Güreşçi Hamza Yerlikaya'nın ataması ne kadar korkunçsa bu da en az onun kadar korkunç! Çok acı valla. Kimi insanlar ekmek bulamıyor ama kimileri de 2-3 farklı göreve atanıp milyonları götürüyor.

Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), Halk TV'ye ceza yağdırmaya devam etmesidir. Son olarak kanalda yayınlanan 5 program için toplam 129 bin 405 TL para cezası verildi. 

Ceza yiyen programlar şöyle;

24 Şubat 2020 - Günaydın Türkiye

19 Mart 2020 - Ayşenur Arslan ile Medya Mahallesi

20 Mart 2020 - Ayşenur Arslan ile Medya Mahallesi

2 Nisan 2020 - Gündem Özel

7 Nisan 2020 - Şimdiki Zaman Siyaset

Cezanın ayrıntılarını merak edenler için (bkz:link)

Fox Ana Haber spikeri Fatih Portakal'ın, yakın zamanda haber bültenlerinde sunucuların yorum yapmasının yasaklayabilecekleri uyarısında bulunan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'e yönelik eleştirisidir.

Haberlerde yorum yapan (belki de en iyi yorumlayan) nadir sunuculardan olan Fatih Portakal tabii ki bu yasak tehdidine cevap verecekti.

Twitter hesabındaki paylaşımında kullandığı ifadeler şöyle:

“Gazetecilikte yüksek lisans yapmış birinin bu cümleleri kurması üzücü. Emirle yorumlara yasak gelse bile -ihtimal vermiyorum- bu kez mimikler jestler devreye girer. Her şekilde kendimi ifade edebilirim. @rtukkurumsal başkanı anahaberime keşke konuk olsa…”

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin'in haber bültenlerinde spikerlerin yaptığı yorumlarla ilgili uyarısıdır.

Yapılan yorumlardan rahatsız olduğu belli ki, şöyle bir açıklama yaptı kendisi:

"Buradan uyarıyorum, normalde kanuna göre yorum yapması mümkün değildi. Gerçekten bu işi iyi yapan arkadaşlarımızın yorumlarını engellemeyelim diye biz de diğerlerininkini engelleme adına karar almıyoruz. Eğer böyle devam ederse, kanunda yeri var, bu konuda yeni bir karar alırız. Haber bültenleri yorum yapmadan, haber bülteni şeklinde sunabilirler.”

Tabii bu mesajın kime gittiği belli. Yorum yapan haber kanalları Fox TV, Halk TV, Tele1, KRT, Show TV. 

Yorum yapan sunucular da Fatih Portakal, İrfan Değirmenci, Ece Üner, Merdan Yanardağ, İsmail Küçükkaya gibi isimler.

Düzenli olarak televizyondaki ihlaller için toplanan Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) son toplantıda Ülke TV’de Esra Elönü‘nün sunduğu 'Arafta Sorular' programında komşularını ölümle tehdit ederek "Bizim aile 50 kişiyi götürür, bizim sitede de 3-5 kişi var, benim listem hazır..." diyen Sevda Noyan skandalını gündeme almadığı mevzudur.

Son dönemde Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)'ün HalkTV'ye verdiği cezalara bir yenisinin daha eklenmesidir.

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)'ten Halk TV'ye bir ceza daha. RTÜK, Halk TV'de Şirin Payzın'ın sunduğu Sözüm Var programı için ceza kesmiş.

Şirin Payzın, konuyla ilgili olarak "RTÜK siz sayın seyircilerimize ağır ceza kesti. Size yani ekran başında bizi bekleyenlere kestiği bu cezayı bu akşam uygulamamızı istiyor. O nedenle bu akşam , eğer itirazımızı mahkeme kabul etmezse büyük ihtimal yokuz.. Size kesilen bu cezayı kınıyoruz. “Sözüm Var” a verilen 5 yayın cezası ile ilgili tebligat biraz önce elimize ulaştı ve bu akşam uygulamamız isteniyor. İtiraz hakkımız elimizden alındı. Anlaşılan hertürlü programı ve muhalefeti susturmak için hukuk filan tanımadan yürüyorlar" açıklamasını yapmış.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i konuk ettikten sonra RTÜK'ten ceza alan Fatih Altaylı'nın, neden 2 gün yayınlara çıkmadığını soran bir takipçisine verdiği yanıtla cevaplanan sorudur?

Deneyimli gazeteci, "Fatih Altaylı dün akşam yayında yoktu bu akşam da yok. Neler oluyor @HaberturkTV @meral_aksener @fatihaltayli" şeklinde atılan tweete şu cevabı vermiş:

"Bir şey olmuyor. Bir kaç gün izin yapıyorum"

Onlide dizi film platformu Netflix'te yeni başlayan gençlik dizisi Aşk 101'in yol açtığı tartışmadır.

Dizide eşcinsel bir karaktere yer verilmesi, gençlerin eşcinselliğe yönlendirildiği ve genç bireylerin gelişiminin olumsuz yönde etkilendiği gerekçesiyle şikayet edilmişti. Hatta dizinin eşcinsel karakteri 'Osman' yüzünden Netflix aboneliğini iptal kampanyası bile başlatıldı (bkz:link)

Geçtiğimiz günlerde Cimer’e bir ihbar yapılmış, RTÜK'e de şikayet edilmişti. (bkz:link) Savcılığın Aşk 101 dizisi hakkındaki ihbar sonrası verdiği karar belli olmuş.

Savcılık, söz konusu dizinin kamuya açık bir televizyon programında yayınlanmadığını, dizinin yayınladığı Netflix platformuna üye olunması gerektiği ve üyelik için de ücret talep edildiği belirtmiş.

Kişilerin hür iradesiyle para vererek izlediği bir dizi de insanların yine iradesiyle izlememesi gerektiği belirtilip, ihbarı değerlendirmeye almamış. Ve şikayete yönelik soruşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş.

Bu olay çok uzatıldı. Kişilerin hür iradeleri var. Diziyi izlemeden hemen kulaktan dolma bilgilerle karar verilmesi ve yorum yapılması çok saçma. Osman isminde biri var ve eşcinsel diye hemen olay çıkarıldı. Pardon da bu ülkede ve dünyada kaç insan var böyle. Aileleri istemiyor olabilir ki kendileri bile belki istemiyordur bu durumda olmayı ama onların elinde olan bir şey değil. Bu ülkede dışlanıyorken özellikle kim öyle olmak ister ki? Eşcinsellik hormonal bir yönelim, tercih değil. Ve bu bireylerin toplumda dışlanıp hor görülmesi çok yalnış.

Ki gelelim diziye; kaldırılsın diye isyan eden insanların kaçı doğru düzgün izledi acaba bu diziyi? Dizide sürekli eşcinselliğe iten bir şey yok. Birkaç lise öğrencisinin aşırı haylaz ve serseri hallerinden dolayı okuldan atmaya çalışan bir topluluk ve buna engel olan bir öğretmenin hikayesi. Çocukların öyle olmasının nedeni de aileleri aslında. Ailelerinden gerekli ilgiyi göremedikleri ya da görüşlerine, hayatlarına saygı duyulmadığı için çocuklar o halde. Yani dizinin kimseyi kötüye veya eşcinselliğe ittiği yok.

O kadar çok dizilerden ahlak bekçiliği yapacaksanız TV'lerde yayınlanan daha vahim diziler var. Hem de gerçek hayattakileri etikleyen, şiddet, taciz, istismara teşvik eden. Bunlara ses çıkarılmazken Aşk 101'i büyütmek çok saçma.

Tele 1'de'ki Gün Başlıyor programını sunan gazeteci Can Ataklı'nın, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından kendilerine verilen cezalara yönelik tepkisidir.

Yorumları nedeniyle programına yönelik durdurma ve para cezaları alan Can Ataklı, 5 dakika boyunca gazeteleri sessizce okuyup yorumlayarak tepkisi gösterdi.

Hayat Güzeldir filminde de denildiği gibi; sessizlik en güçlü çığlıktır.

Can Ataklı'dan RTÜK'e sessiz protesto