biyografi / Fatih Altaylı

Sevgili Fatih Altaylı...

1990'lı yıllarda ekmek paramı vererek, henüz lisede her gün Hürriyet Gazetesi alıp, büyük bir keyifle okuduğum yazarlardan birisiydin. Özellikle internette yazmaya başladığım ve artık hiçbir yerde yazmamaya karar verdiğin dönemde sanırım benim kadar kimse seni yazılarıyla, yorumlarıyla desteklememiştir. Üstelik o dönemde seni sevmeyen ve hatta senden nefret eden kişiler tarafından 'yalakalıkla' suçlanmıştım. Senin gelecekte yapacağım projelerde işe alacağın bir gazeteci olmayı hedeflediğim gibi bir iftara öylesi yapıştı ki üzerime, bozulan psikolojim sonrası gazetecilik mesleğimi de asla ulusal basına taşımadım. Yani belki haberin bile yok ama üzerinde hakkım çoktur... Bunu en iyi de ben bilirim...

Şimdi senden bunun karşılığını istemeyeceğim merak etme... Üzerinden çok zaman geçti. Yaptığım hiçbir şeyden dolayı pişman değilim. Helâli hoş olsun.

Ama...

Ama azıcık hakkını da ver be abim isminin... Yani şu meşhur Erdoğan ile televizyonda canlı yayında yaşadıklarından sonra bir türlü toparlanamadın. Etme... Azıcık kendine gel... Tamam, senden 1990'lardaki performansı beklemiyorum ama açıp da seni izlemek için bizde biraz olsun bir heyecan uyandır.

Azıcık be abim...

Seni yani Fatih Altaylı'yı özledik

Robota bağlama

Yapma

(0) (0)
editorfilozof 03.01.2019 21:49

Rumuz:
veya
Üyeliğin ile yazmak için giriş yap veya kayıt ol