Fox TV'nin sabah haberleri sunucusu İsmail Küçükkaya ile Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Barış Atay arasındaki zıtlaşmadır. 

1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla DİSK yöneticileriyle birlikte Taksim'deki Atatürk anıtına çelenk bırakmak üzere yola çıkan Barış Atay, polislerin kendilerine yönelik sert tutumunu faşizm olarak nitelendirdi Fox mikrofonuna yaptığı değerlendirmede.

Barış Atay'ın konuşmasından sonra devreye giren sunucu İsmail Küçükkaya ise olaya daha ılımlı yaklaştı ve "Ben faşizm tanımlamasını reddediyorum. Fox'a ceza vermek için bekliyorlar. Türkiye'nin nefes alma kanalı. Burayı da korumak istiyorum" diyerek polislerin gözaltı ve ablukasını yumuşatma gerekçesini açıkladı.

İsmail Küçükkaya bu tavrı yüzünden bazıları tarafından eleştirilebilir ama mazur görmek lazım. Konukları eleştirel dil kullansa da sunucu daha ılımlı bir tavır takınmalı, dilini törpülemeli. Dediği gibi zaten RTÜK ceza vermek için açık arıyor. 

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından Halk TV'de Ayşenur Arslan'ın sunduğu Medya Mahallesi programına kestiği ağır cezadır. Tam kez yayın durdurma cezası verilmiş.

CHP’nin RTÜK Üyesi İlhan Taşcı sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada konuyu şöyle duyurdu:

“RTÜK artık tam anlamıyla iktidarın sopası olduğunu ispatladı. Bugünkü Üst Kurul toplantısında, Sarayın işaretiyle; zorlama raporlarla, eleştirel yayın yapan (muhalif) tüm televizyonlara en ağır cezalar verildi. Halktv’deki Medya Mahallesi, 5 kez program durdurma cezası aldı.”

AK Parti iktidarı döneminde maalesef basın özgürlüğü ayaklar altına alındı. Eleştirel görüşlere tahammül edilemiyor. Havuz medyasının bu cezalara maruz kaldığını hiç göremedik. Çifte standart dibine kadar! İnşallah birileri bu yanlışın farkına varır ve gazetecileri özgür bırakır artık.

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Fatih Portakal'ın sunduğu Ana Haber Bültenine 3 kez yayın durdurma cezası vermesi ve Fatih Portakal cezalarla ilgili ilk kez konuşmasıdır.

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Fatih Portakal'ın sunduğu Ana Haber bültenine 3 kez yayın durdurma cezası vermişti.(bkz.)

FOX Ana Haber Bülteni sunucusu Fatih Portakal, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) FOX TV'ye verdiği 3 kez yayın durdurma cezasına ilişkin, "Merak etmeyin haber vermeye kaldığımız yerden devam edeceğiz" demiş.

Portakal, şu ifadeleri kullanmış: 

"RTÜK çok konuşuluyor, FOX habere benim söylemlerimden dolayı bir ceza verdi. Parasal ve 3 gün yayın durdurma cezası... Sadece düşüncemin paylaşıldığı şeylerdi. Oturdum her birini ikişer kere izledim. Benim hakaret etme huyum yoktur zaten. Öyle bir niyetim olamaz. Ama geldiğimiz noktada RTÜK'ün verdiği böyle bir cezayla karşı karşıyayız.

Kimlerden sesler yükseldi diyecek olursanız, TGC'den, Basın Konseyi'nden, Türkiye Gazeteciler Sendikası'ndan yükseldi... Ve muhalefetten yükseldi. Onlar burada, ama sessiz bir çığlık da ekran başında o da sizlersiniz...  Merak etmeyin haber vermeye kaldığımız yerden devam edeceğiz." 

Hayranım bu adamın böyle güçlü durmasına ve kim ne yaparsa yapsın onlara inat yıkılmamasına. Hala halkın sesi olarak haberlerini yapmaya devam ediyor. Basında özgürlük kısıtlanmamalı ki gerçekten Fatih bey çok sesliliği yaşatan birisi ve bunun aslında hep olması gerekir. Değil sadece FOX bence artık her muhabir her spiker ve gazeteci korkusuzca hareket etmeli. Onlar kukla değilki kısıtlansınlar. Adamlar kalkıp küfür ederler hakaret ederlerse eyvallah kesin cezanızı ama böyle birşey yokken de kalkıp seslerini kısmak adaletsizlik olur.

Onur Baştürk, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in Netflix açıklamasına tepki göstermesidir.

Online dizi ve film platformu Netflix'te yeni başlayacak Aşk101 adlı Türk yapımı dizi için iptal etme kampanyası başlatmışlardı. (bkz.)

Hürriyet gazetesi yazarı Onur Baştürk, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in Netflix Türkiye yapımı “Aşk 101” adlı dizisine ilişkin, “Uyardık, gözümüz üzerlerinde. Kırmızı çizgilerimiz bellidir. Ahlaksızlığa geçit vermemekte kararlıyız” açıklamasına bugünkü köşesinden tepki göstermiş.

Baştürk, "Bence oldu olacak RTÜK, Netflix’teki Hasidik cemaatini anlatan dizi ve belgesellere müdahale etsin. O kadar çok ki artık, içim sıkıldı o yapımlardan." düşüncesini dile getirmiş.

 Ya bu ne saçmalık bir dizi var ve daha yayınlanmadan bile sürekli olay oluyor. Hayır canlarım isteyen zaten yapar içinde olsa zaten öyle olur RTÜK kalkıp uyarsa ne gençler ordan özenmez ama içlerinde varsa zaten kesin olur. Bu dünyada var olan birşey herkes içinden geldiği gibi hissettikleri gibi davranır. Böyle dizilerden görüp özenme ile olmaz he şunu da söyleyeyim madem öyle uyarılar yapıyorsunuz bence şiddet, fitne, entrika ve mafya içerikli dizileri de uyarın onlar daha çok insanı teşvik ediyor sonuçta.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) hedefine yine muhalif kanalları aldığı kararlardan biridir. Fatih Portakal'ın sunduğu Fox Ana Haber'in 30 Mart, 31 Mart ve 1 Nisan tarihlerindeki yayınlarının halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettiği gerekçesiyle 3 kez program durdurma cezası verilmiş.

‘CHP’li belediyelerin yardımlarının engellenmesine’, ‘Diyanet İşleri Başkanlığı’nın siyasallaşmasına’ ve ‘tüm devletlerin yoksullaştığına’ yönelik tespitler ‘ihlal’ olarak değerlendirilmiş kurul tarafından.

Ve FOX TV’ye üst limitten idari yaptırım (yayın reklam gelirlerinin yüzde 3’ünün ceza bedeli olarak alınmasına) ve 3 kez program durdurma cezasına hükmedilmiş.

Peki ana haber bugün yayınlanacak mı? Bu merak edilmeye başlandı. Onun cevabını da CHP'nin RTÜK Üyesi İlhan Taşçı şu sözlerle verdi:

"Program durdurma bugün uygulanmayacak. Karar metninin yazımı tamamlanacak ve yayıncı kuruluşa iletilecek, süreç bundan sonra başlayacak. Bunun da belirli bir takvimi yok."

Ayrıca FOX TV’nin ‘İlker Karagöz İle Çalar Saat‘ programındaki ‘Ekmek kuyruğunda kavga‘ haberi nedeniyle yine üst limitten idari para cezası uygulandı.

Hükümet kendisini eleştiren Fox TV'ye kafayı fena halde takmış durumda. Bir yandan davalar, bir yandan cezalar...

Fox'tan başka muhalif yayınlarıyla bilinen haber kanalları Halk TV ve Tele 1 de ceza yemiş. Fox TV hadi para cezasını halleder ama bu kanallar zaten zor ayakta duruyor. Böyle cezalarla yok etmeye çalışıyorlar resmen. Çok sesliliğin yaşaması gerekir, görüşlerini beğenmesek de.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu RTÜK'ün son toplantısında "Hiçbir otorite tarafından teyit edilmemiş bilgilerin gerçeklik ve doğruluk ilkelerine aykırı bir şekilde izleyiciye aktarılması" nedeniyle ceza kestiği Ebru Baki’nin sunduğu "Para Gündem" programına HaberTürk yönetimi tarafından ara verilmesi durumudur.

Ebru Baki sosyal medyadan karar ve cezaya şu şekilde yanıt vermiş:

Turkuvaz Medya bünyesindeki ATV'nin RTÜK’ü takmayıp, Sağlık Bakanlığının koronavirüs spotu yerine parayı tercih etmesidir. 

Bakanlığın koronavirüse farkındalık yaratması için zorunlu kıldığı kamu spotunun tüm kanallarda saat 21.00'de yayınlanması gerekiyor. İnsanlar aynı saatte balkonlara çıkıp sağlık çalışanlarına da destek veriyor biliyorsunuz. Ama bu yayını delen tek yayıncı ATV oldu. 43 yayıncı, aynı anda, 1 dakika 50 saniyelik görüntüyü saat 21.00’de ekranlarına getirdi ama ATV buna yer vermedi.

Para sağlıktan daha değerli demek ki. Yoksa bu reji hatası falan olamaz.

Korona virüs yayınlarında yasaları ihlal eden Tele1, Halk TV ve Habertürk'e ceza uygulanmasıdır.

Halk TV'de Ayşenur Arslan'ın sunduğu "Medya Mahallesi" programında kullanılan "Corona Virüs salgınının sorumlusunun 3. havalimanı nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğu" ve "salgından etkilenenlerin AK Parti seçmeni olduğu" iddiaları, Üst Kurul tarafından "ayrımcılık" ile "gerçeklik ve doğruluk ilkelerini ihlal" olarak değerlendirilmiş İlgili yayın nedeniyle Halk TV'ye üst limitten idari yaptırım kararı alınmış.

Üst Kurul toplantısında, ayrıca Halk TV'de yayınlanan "Günaydın Türkiye" adlı programda da Corona Virüsle ilgili hiçbir resmi kaynak tarafından doğrulanmayan birtakım ifadelerin izleyiciler üzerinde korku ve panik havası oluşturduğu kanaatine varıldığı aktarılmıştır.

RTÜK, TELE 1'de yayınlanan "Kulis" ve Habertürk'teki "Para Gündem" programlarında, salgın hastalığa ilişkin, "hiçbir otorite tarafından teyit edilmemiş bilgilerin gerçeklik ve doğruluk ilkelerine aykırı bir şekilde izleyiciye aktarılması" nedeniyle de her iki yayın kuruluşuna idari yaptırım uygulanmış.

Toplantıda televizyonlardan verilen uzaktan eğitim derslerinde başörtülü öğretmeni eleştiren Can Ataklı'nın yayınlarından dolayı da programın yayımlandığı (bkz.) kanala ceza kesilmiştir.

En çok TELE 1'e kesilen ceza iyi olmuş. Adamın hadsiz hareketleri karşılıksız kalmamış  bu güzel.

Kanal D'de yayınlanan Zalim İstanbul dizisinin 36'ncı bölümündeki sahnedir. Dizi 3 çocuklu Seher'in hikayesi diye başladı, aile dizisi sandık ama işler gittikçe karıştı. Aile içinde yasak aşklar falan...

Hatta eniştesinden çocuk yapan baldız konusu bile işlendi. Dizinin senaryosu 2 kız kardeş birbirinin eşlerine aşık, ortada babası gizlenen bir bebek. Ensest ilişkiler resmen.

Dünkü bölümde de Cemre, kardeşi Ceren'in eşi Cenk'ten çocuk yapıyor. Gerçekler ortaya çıkınca da olayların suçlusu Ceren'miş gibi gösteriliyor. Bu da yetmezmiş gibi Cenk karakteri de bu olaydan aklanıyor, kahraman gibi gösteriliyor.

Aşk-ı Memnu halt eder yanında. Bunlar entrika olayını çok yanlış anlamış. Resmen Türk örf, adet, gelenk, göreneklerini yerle bir eden düşünceler, sapkınlıklar. İnsanların beynine işliyorlar böyle sapık düşünceleri. 

RTÜK'ten önce savcılar harekete geçmeli bu senaristler için. Hayal gücünüze tüküreyim.

Karantineda evde yeme içme dışında yaptığım ve bani bin pişman ettiren ATV'deki Esra Erol'un aşağıda yer alan bölümündeki konu ve koklardır.

Adamın kaçırdığı kadının kocası da kendis karısını kaçırmış. Gündüz kuşağı mı swinger partisi mi belli değil valla yani atv'değil de başka kanal olsa valla kanal yöneticisini çükünden tavana asarlardır bu yayınlar yapılıyor diye.

Ama işte RTÜK'ün huzurunu da butür işlerle bozmayalım şimdi.

Beyaz TV'de gündeme gelen korkutucu iddiadır. Dün akşam Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın basın açıklaması yapacağı haberi gelince Beyaz Futbol isimli programın yorumcusu eski hakem Ahmet Çakar tarafından dile getirilmiştir.

Çakar canlı yayında aynen şöyle dedi:

"Maalesef 2 tane vefatımız var koronadan. Sanıyorum Sayın Bakan (Fahrettin Koca) birazdan açıklayacak. Benim devlet içerisindeki bağlantılarım ve doktor olmam nedeniyle bunu üzülerek söylüyorum."

Sonra bakan kameraların karşısına geçti ama ölen kimse olmadığını söyledi. Sadece korona vakası artmış. İnsanları boşuna korkutuyor yalan yanlış bilgilerle. Zaten futbol konusunda şaklabanlık yapıyorlar ama böyle hassas ve ciddi bir meselede yalan söylemeleri yaptırımsız kalmamalı. RTÜK gereken cezayı kesmeli.

ATV'nin yeni dizisi Gel Dese Aşk'ta yaşanan skandaldır. Senaryosu Rahşam Çiğdem İnan'ın kaleminden çıkan; kadrosunda Erkan Petekkaya, Şebnem Bozoklu, İlayda Çevik, Öykü Gürman ve Ertan Saban gibi oyuncuları bulunduran dizi dün akşam ilk bölümüyle ekrana geldi. Ama bir sahne var ki çok rahatsız ediciydi.

Dizide Bahar (İlayda Çevik) ve Barlas'ın (Ertan Saban) yer aldığı bir sahnede açık açık "orospu" ve "piç" kelimelerinin kullanmasına anlam veremedim.

Çocukları, gençleri bırakın yetişkinleri bile utandırır duyunca. Kemal Sunal'ın "eşşoğlueşşek" lafı bile sansürlenirken böylesine toplumun ahlak kurallarına aykırı küfürlere müsaade edilmesini aklım almıyor.

ATV'nin RTÜK korkusu yok herhalde. Yoksa bu rahatlık, Turkuvaz Medya'nın hükümete olan yakınlığından mı kaynaklanıyor?

Küfür dışında başka sorunlar da var. Evli bir adam karısıyla sorun yaşıyor ve onu kızının arkadaşıyla aldatıyor. Kızı yaşındaki biriyle beraber oluyor. Kızı da babası onu terk etti diye arkadaşının babasına metres oluyor. Tüm bu yaşananları da aşk diye lanse ediyorlar. 

Ayrıca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde yayınlanan bu dizinin pek çok sahnesinde kadına yönelik psikolojik ve fiziksel şiddet söz konusu. Böyle devam edecekse etmesin, yayından kaldırılsın derhal.

KanalD yapımı Zalim İstanbul dizisinin başı sıkıştıkça reytingleri tetiklemek için Cenk ve Şeniz karekterini intihar ettirmesi gerzekliğidir.

Yani izleyici bir şey demiyor anlarım, milli eğitim bakanlığı bir şey demiyor anların, sağlık bakanlığı bir şey demiyor anlarım ama görevi televizyon içeriklerinin toplum sağlığı ve ahlakı üzerindeki etkilerini denetlemek ve yaptırım uygulamak olan RTÜK ne yapıyor anlamış değilim.

Kanımca RTÜK de bu intihar sahnelerine müdahale etmemekle mesleki anlamda bir intihar sürecine giriyor. Allah akıl fikir versin. Çocukların henüz uyumadığı bir saatte bir karakterin intiharına şahit olan bir çocuk uykuya gittiğinde ne düşünmüyordur, içinden neler geçiyordum.

İşin daha vahimi intihar girişiminde bulunan karakterler de deizinin ana karakterleri olduğundan sürekli bir şekilde kurtarılıyorlar. Ama çocullar gençler, ergenler gerçek hayatın böyle olmadığını intiharalrın büyük bir bölümün ölümle sonuçlandığını nereden bilsin.

Allah dizinizi de reytinginizi de reklamınızı da kahretsin.

ŞENİZ'İN İNTİHAR SAHNESİ

CENK'İN İNTİHAR SAHNESİ

Gazeteci Barış Yarkadaş'ın gündeme getirdiği olaydır. (Bkz.) Malum tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de gündem coronavirüs. İnsanlar coronavirüsle ilgili gelişmeleri, önlemleri tv ekranlarına çıkan doktorlardan uzmanlardan takip ediyor. Ama RTÜK bu konuyla ilgili ekranda konuşacak kişilerin kendisine önceden bildirilmesini istemiş.

Gerçekten de medyanın kamu adına sağlık denetimi yapması engellenmek isteniyor gibi. Eczanelerde maske kalmamış. Kalanlar da pahalı olanlar. 2 tane maskeyi 50 liraya satıyorlar. Resmen karaborsaya düşmüş maskeler. Şimdi bu konuyla ilgili hükümeti eleştiren bir doktoru RTÜK'e bildirse bir televizyon kanalı, RTÜK kabul eder mi? Bence etmez.

O yüzden gereksiz bir öneri olmuş. Toplumda infial yaratacak yorumları önleyeceğim ayağına düpedüz sansür çabası bu.

Kanal D'de yayınlanan Hekimoğlu dizisine ilaç mümessillerinden gelen boykottur.

Sosyal medyada Hekimoğlu dizisindeki bir sahneye yönelik tepkiler gündeme damga vurdu. Tıbbi tanıtım temsilcileri yani mümessillerle ilgili dizide yer alan bir sahne bu meslek grubunda büyük tepki ile karşılanmış.

Bu meslek grubuna bağlı kişiler, yaptıkları paylaşımlarla adeta Hekimoğlu dizisine  ateş püskürdü ve Kanal D’yi de kınadıklarını belirten yorumlar yaptı.

Kaan Yıldırım’ın canlandırdığı Mehmet Ali karakteri ile bir tıbbi tanıtım temsilcisinin (mümessil) aşk yaşaması sonrası başlıyor boykot kampanyası.

Mümessil Dayanışma Derneği resmi instagram hesabı üzerinden yaptığı duyuruda Kanal D'yi kınadı ve “Bu ahlaksızlığı RTÜK’e şikayet etmeye tüm meslektaşlarımızı davet ediyoruz. Ayrıca hukuki olarak takip edeceğiz” dedi.

Her meslek grubunda bu tarz şeyler yapan insanlar vardır ve olacaktır da. Bunu bir mesleğe mal etmemiş ki dizi.

Hastane temalı bir dizi zaten, karakterin de böyle bır mesleğe denk gelmesi çok normal. Mesleğin namuslusu namussuzu mu var sanki. Salak salak duyarlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz perşembe günü AK Parti Genel Merkezi’nde milletvekilleri ile yaptığı istişare toplantısında TV programları ve dizilerin de gündeme geldiği söylenmiş.

Bazı milletvekilleri Erdoğan’a dizilerden duyduğu rahatsızlığı iletmiş. Vekiller, “Bazı diziler toplumun yapısına uygun değil” diyerek eleştiride bulunurken, Erdoğan “Bu konunun ben de farkındayım. Ben de bunlardan şikayetçiyim ve rahatsızım. Genel olarak hepinize hak veriyorum” demiş.

Erdoğan'a katılıyorum. Dizilerimiz hiç iyi bi yöne gitmiyor. Toplumun ahlak yapısını bozuyor. Gençler mafyalığa özeniyor. Çıplaklık, sevişme vs almış başını gidiyor. RTÜK sansürleri arttırmalı.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu RTÜK'ün Ali Kıran Başkesen gibi davranıp yayın çizgileri bir şekilde birbirine benzer sayılabilecek FOX, KRT, Halk TV, Tele 1, TV 5 ve Habertürk'e bazı programlarda yayın ilkelerine uyulmadığı gerekçesiyle kestiği idari para cezasıdır.

RTÜK'ten yapılan açıklamaya göre, Fatih Portakal'ın, Türkiye'nin Akdeniz'deki egemenlik faaliyetleri hakkında 6 Ocak'ta yayınlanan haberlerde Türkiye'yi "sömürgeci" ilan ettiği ileri sürülen sözleri, kurul toplantısında görüşüldü.

Üst Kurul, Portakal'ın, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesini ihlal ettiğini öne sürerek FOX'a "ağır idari para cezası" müeyyidesi uyguladı.

Fatih Portakal'ın canlı yayındaki sözleri sosyal medyada olay oldu!Televizyon
 
 ELAZIĞ'DAKİ DEPREME İLİŞKİN YAYINLAR İNCELENDİ

RTÜK, izleme uzmanlarının deprem yayınlarına ilişkin raporlarını da ele aldı.

Üst Kurul'da Elazığ'daki deprem sonrasında KRT kanalında yayınlanan yorumların halkı sorumlu yayıncılık anlayışıyla bilgilendirmediği, izleyicilerde korku, panik, endişe ve karamsarlık duyguları oluşturacak nitelikte olduğu kanaatine varıldı.

Toplantıda, Serdar Akinan'ın, "arama kurtarma faaliyetlerinin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın deprem bölgesini ziyareti sebebiyle ertelendiği" iddiası da değerlendirildi.

İnceleme sonucunda, kanunun "soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz" hükmünü ihlal ettiği iddia edilen KRT'ye para cezası verildi.

Üst Kurul, Ceviz Kabuğu programında, depremle ilgili izleyicilerde korku ve panik oluşturacak nitelikte yayın yapıldığı gerekçesiyle Halk TV'ye de para cezası uyguladı.

RTÜK ayrıca, "sorumlu habercilik anlayışından uzak bir şekilde halkta korku ve panik yaratan iftira niteliğindeki deprem yayınları" gerekçesini öne sürerek Tele 1, TV 5 ve Habertürk'e de idari para cezası verdi.

Mayıs 1994'te kurulan RTÜK'ün kendisinin dahi neden kurulduğunu bilmediği ve teee 2000lerin başına kadar da bu konuda raştırma yaptığı 90lı yıllarda Türk televizyon ekranlarında isteyen istediğini yayınlıyordu.

Show TV'nin saat 21:00 civarında ekrana getirdiği kırmızı noktalı filmlerden, star TV'nin henüz utançtan renginin kırmızıya dönmediği mavi olduğu dönemde gece 11:30 gibi ekrana sürdüğü yasemin ile gece jimnastiği, yine Show TV'nin gece yarısına doğru ekrana sürdüğü tutti frutti ile resmen aile yapısının altına dinamit yerleştirdiler.

Allahtan RTÜK'ün neden kurulduğu 200lerin sonlarına doğru yavaş yavaş anlaşıldı da kanal yöneticilerine yavaş yavaş baskı yapıldı. Ve TRT'deki dansöz olayı da dahişl olmak üzere Türk ailesinin daha doğrusu insanının erotik yayınlarla imtihanı da bitmiş oldu.

Oluşan azgın azınlığın yardımına da yine 90ların ortalarına doğru şifreli erotik kanal Cine5 yetişti.

Peki erotik yayınlar bitti de her şey güllük gülistanlık mı oldu? elbette hayır, yaseminin, kırmızı noktalı yayınların bıraktığı boşluğa ibrahim tatlıses ve türevlerinin erkek egemen daha doğrusu maço egemen şov programları doldurdu.

İşte o tarihten itibren de bu türkücü ve şarkıcılar kanallara yaptıkları şov programlarıyla genel ahlaka aykırı ne varsa yapmaya başadılar. Programlarında sigara da içtiler, içki de içtiler, dansöz de oynattılar. Konuklarına açık açık sarkıntılık ve tacizde de bulundular ve bunu da köylü kurnazlığıyla işi şakaya vurarak yaptılar.

Bizler de yıllar süren bu pespayeleği ailecek izlemek zorunda kaldık.

Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu'nün köşesinden duyurduğu olaydır. İddiaya göre; Seyirci şikayetleri ve izleme biriminin raporları doğrultusunda bazı dizilere ceza yağdıran Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), TRT 1’de yayınlanan ‘Kalk Gidelim’e teşekkür mektubu göndermiş.

İşte o mektuptan basına sızan satırlar:

“Devlet televizyonumuzda yayınlanan ‘Kalk Gidelim’ isimli yapımınız keyifle takip edilen, nadide bir aile dizisidir. Malumunuz, aileye değer veren, yücelten yapımların artırılması için yoğun çaba sarf ediyoruz. Sizi ve firmanızı, aile hassasiyetini gözeterek ekrana taşıdığınız bu diziden dolayı RTÜK olarak takdir ediyoruz. Aile ve çocuk dostu yapımları destekleme kararımızı alırken ‘Kalk Gidelim’ benzeri dizileri hayal etmiştik. Daha destek projemizi devreye almadan sizlerin gönüllü olarak böyle bir yapımı izleyicinin beğenisine sunmasından dolayı zat-ı alinizi tebrik ediyorum. Milli ve manevi değerlerimizi korumak adına ortaya koyduğunuz konular, seçtiğiniz karakterler ve sergilediğiniz sahneler bizlere ‘İşte budur’ dedirtmeyi başardı. Aile ve toplumsal değerler konusundaki hassasiyetiniz için teşekkür ederiz.”

Reyting sonuçlarına bakınca ortaya çıkan gün gibi gerçektir. 'Çukur' adlı dizi 2,5 senedir yayınlanıyor ve her reyting haftası fark ediyoruz ki listede bir numara. Yoksul bir mahallede herkes birlik beraberlik içinde, bir tane mafya babaları falan var ve tüm dünyaya meydan okuyorlar falan filan. Silahlar, raconlar, tekmeler ve tokatlar...

Show Tv Çukur'dan gerekli kaymağı yiyememiş olacak ki bir başka dizi 'Ramo' çıktı şimdi de karşımıza. Çukur'dan farkı var mı göremiyorum açıkçası. Çünkü iki dizide de gözlerimize sadece silah namlusu soktukları için başka şeylere odaklanamıyoruz. Dizide silah ve racon varsa senaryoya gerek yok zaten. Gerekli izleyici kitlesi hazır ve nazır olarak bekliyor.

Bu dizileri izleyenler toplumun alt kesimini oluşturuyor diye düşünüyorum. Ufak bir mahallede, fakir bir hayat süren ve eğitim konusunda gerekli desteği alamamış vatandaşlar yine bu dizilerde kendileri gibi yaşayan ama önüne gelene racon kesen adamları görünce kendi içlerinde gerçekleştiremediklerini bu dizilerde görerek rahatlıyor. Günü gelip kendinde de cesareti bulunca eline silahı alıyor ve mafyacılık oynamaya başlıyor.

Geçmişte Kurtlar Vadisi vardı fakat orda Çukur ve Ramo gibi bir ortam yoktu. İşin içinde derin devlet işleri vardı falan filan. Bu tarz mahalle konuları pek fazla işlenmiyordu. Elbette o dizide oldukça popülerdi ama Çukur ve Ramo gibi dizilerin gençlere daha fazla zarar vereceğini düşünüyorum. Herkes kolay kolay derin devletin içine girebileceğini düşünmez ama kendi fakir mahallesinde kolayca mafyacılık oynamayı düşünebilir.

Burada RTÜK dediğimiz kurumun da oldukça önemi var. Hababam Sınıfı yayınlanırken 'eşek' kelimesi bile sansürlenirken, iş kadına şiddet ve silahlarla mafyacılık oynamaya gelince gözler kör, kulaklar sağır oluveriyor. Bunun nedenini çözebilen var mı?