Brezilya’da soyguncular önce camı kırıyor, sonra içeri girip televizyonu çalmaya çalışıyor. Ne olduysa ondan sonra başlıyor. Sanki doksanlı yıllardaki sağa sola düşerek komedi yapanlar gibi bir ucube gösterisine dönüyor ortalık.
İlahi adalet, KARMA ya da ne derseniz diyebilirsiniz. Arada bir iyi işliyorde oluyor ne dersiniz?
bu başlığı görüp bu salakları izleyince tarihi Bisiklet Hırsızları filmi geldi aklıma. Eskinin hırsızları birle bir başka naiftiler hey gidi zaman hey...
Bisiklet hırsızlarını ben de çok severim:
Filmin hikayesine ise kısaca şöyle; bir süredir işsiz olan Antonio, iş bulma kurumundan gelen bir taleple sevinir ancak bu işi alabilmesi için bir bisiklete sahip olması şartı vardır. Karısının çarşaflarını satarak aldığı bisikleti ilk iş gününde çaldıran Antonio polise gider, ancak polisin fakir bir işçinin bisikletini bulmaktansa yapacak daha önemli işleri vardır. Oğlu Bruno ile birlikte çalınan bisikletinin peşine düşen Antonio, kendini yoksullukla erdemin çatıştığı yerde bulacaktır.