Dilenci kılığına giren CNN Türk muhabiri Sema Akbulut ve kameramanlar Serkan Topal ve Ümit Sertabipoğlu, İstanbul’un beş farklı semtinde sosyal deney yaptı. Sabah yazarı Yüksel Aytuğ da bunun haber gibi görünse de kendisine 'eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmekten' öte bir fayda sağlamadığını söyledi. Dilenciliğin kazançlı bir iş olduğunun bilindiğini söyleyen Aytuğ bunu canlı olarak insanlara izlettirmenin işsiz güçsüz vatandaşlara adeta "Bakın en kazançlı, en vergisiz ve zahmetsiz para kazanma yöntemi budur" diyerek yol gösterdiğini iddia etti.

Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek

CNN Türk muhabiri Sema Akbulut, dilenci kılığına girip Fatih Camii önünde dilenmeye başladı ve bir saat içinde yüklü bir meblağ topladı. (Aynı yanlışa ortak olmamak için parayı açıklamıyorum) İlk bakışta 'haber' gibi görünse de bana göre 'eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmekten' öte bir fayda sağlamadı.

Dilenciliğin zaten kazançlı bir iş olduğu biliniyor. Ama bunu bir de kameralar önünde canlı canlı insanlara izletmek, işsiz güçsüz vatandaşlara adeta "Bakın en kazançlı, en vergisiz ve zahmetsiz para kazanma yöntemi budur" diyerek yol yordam göstermek gerçekten de 'habercilik' midir, işte ondan biraz şüpheliyim.

(0) (0)
sevalog 26.12.2019 11:05

yüksel efendi, bağlı bulunduğun grubun tv kanalı atv'de kadına sürekli dayak atılan bir dizi var ben anlatmayayım şimdi ama sen orada "sen anlat karadeniz" de birileri anlatır. oradaki şiddet eşşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmüyor da sokaktaki geçim sorununu ve milletin yardımlaşma duygusunu içeren bu haber mi seni rahatsız etti. hadi oradan.

(0) (0)
YesilElma 26.12.2019 11:10

sözde tv eleştirmeni hakkaniyet sahibi yüksel aytuğ bakın buram buram kadına ve çocuğa şiddeti özendiren çalıştığı kurumun dizisi sen anlat karadeniz ile ilgili nasıl özgüler düzmüş:

İşte o satırlar...

"tv'nin büyük ilgiyle izlenen dizisi Sen Anlat Karadeniz, bir kez daha aile içi şiddet yarasına parmak bastı. Bu kez dramın başrolünde Hazan öğretmenin sınıfında okuyan Tülin adlı kız çocuğu vardı.

Hazan, Tülin'i öğretmenler odasında bir öğretmenin cüzdanından para çalarken yakalamıştı. Ama cüzdanda 300 lira olmasına rağmen, küçük kız sadece 100 lira almıştı.

Hazan öğretmen sorunca, kız acı gerçeği anlattı.

Babası ile annesi 3 yıl önce boşanmıştı.

Ama adam onları rahat bırakmıyordu.

Eve gelip eziyet ediyor, annesini öldüresiye dövüyordu.

Polis geliyor, adamı karakola götürüyor ama yetersiz yasalar yüzünden adam ön kapıdan girip arka kapıdan çıkıyor ve sonra şikayet edildiği için anne ile kızına daha büyük işkenceler yapıyordu. Anne ayağını burktuğu için artık evlere temizliğe de gidemiyordu. Herkes, Tülin'in annesine yardım için hırsızlık yaptığını sandı. Ama gerçek öyle değildi. Kız, çaldığı parayı babasına veriyor, o da içki alıyordu. Kız dedi ki, "Babam içince annemi daha az dövüyor..." Şu acıya, çaresizliğe bakar mısınız? El kadar çocuk, annesinin dayak yemesini artık doğal karşılıyor.

"Yemesin" demiyor, "Daha az dayak yesin" diyor. Çocuğun tek umudu, çaldığı parayla babasına içki alıp onun daha çabuk sızmasını sağlamak...

Bu sadece bir dizi sahnesi mi? Asla değil... Daha beterlerini her gün haber bültenlerinde izlemiyor muyuz?

Eski koca dehşeti artık ne bültenlere sığıyor, ne dizilere..."

(bkz:link)

nasıl buradaki her şidet örnek olmuyor bir soruna parmak basıyor ama diğerleri kötü örnek değil mi?

(0) (0)
Kizil 26.12.2019 11:15

yüksel aytuğ'un söylediği doğru ama eksik veya yarım. aynı eleştiriyi bağlı olduğu grubun yayınlarına da getirebilirse tam hakkaniyetli olmuş olur.

(0) (0)
Fahreddin22 26.12.2019 11:44

Rumuz:
veya
Üyeliğin ile yazmak için giriş yap veya kayıt ol