
Çocukken hep duyduğum ve hiçbir anlam veremdiğim mevzudur. 1960’lı yılların ortasında Türkan Şoray mevcut Bakış açısı ve seyircisiyle kurduğu özel ilişki üzerine Türk sinemasında ilk defa ortaya çıkan bir şeye imza atar.
On sekiz maddeden oluşan bir Sözleşme taslağı hazırlayarak, bundan sonra kendisiyle çalışmak isteyen prodüktörlerin bu maddelere uymalarını zorunlu kılar.
Daha sonraları ismi “Türkan Şoray Kanunları” olarak da anılacak sözleşme maddeleri içerisinde;
Türkan Şoray film senaryolarını film çekim tarihinden en az bir ay önce beğenir.
Türkan Şoray senaryoyu beğenmezse yeni senaryo verilir.
Çekilecek filmin yönetmeni ve baş rol erkek oyuncusu için Türkan Şoray'ın onayı şarttır.
Türkan Şoray adı jenerik, afiş, ilan ve sinema fenerlerinde başta ve tek olarak yazılacaktır.
Filmde öpüşme ve açık sahne olmayacaktır.
Filmlerdeki tarihsel giysiler şirkete, modern giysiler ise Türkan Şoray'a aittir.
Film çekimi yalnızca İstanbul'da olur, Şoray İstanbul dışına çıkamaz.
Çalışma saatleri sabah 08.00 ile akşam 19.00 arasındadır.
Türkan Şoray, pazar günleri çalışmaz.
Filmlerin seslendirilmesinde Türkan Şoray'ın onayı şarttır.
Şirket filmi kendi hesabına çeker, başka şirket ile ortak yapım için Türkan Şoray'ın onayı şarttır.
Film renkli ise Türkan Şoray'ın onayıyla çekim saatleri uzayabilir.
Bu şartlara uymayan film şirketi 100 bin lira ödemeyi kabul eder.
İhtilaf halinde İstanbul mahkemeleri yetkilidir.
Turkan Şoray şirketlerden film başına (...) lira alır.
Senaryoyu Türkan Şoray'ın onaylaması şarttır.
Türkan Şoray mecburi gecikmeleri 10 günden fazla beklemez.
gibi maddeler bulunur. ki dönemin şartları düşünüldüğünde Türkan Şoray'ın o dönem birlikte olduğu Rüçhan Atlı olmasa bu kuralların sinema sektörüne dayatılması da açıkçası çok zor görünüyor. Rüçhan Atlı sevgilisini veya başka bir deyişle eşini korumak için nufuzunu da kullanarak sektöre böyle bir kurallar listesini dayatmıştır.