Starbucks’a gittiğimizde sipariş verirken gerçek ismimizi veya o an aklımıza gelen herhangi bir ismi sipariş verdiğimiz bardağın üzerine yazılması için vermek bizler için son derece sıradan bir olay olsa da herkes için durum pek de böyle değil.

Özellikle trans bireylerin yeni görüntüleriyle uyuşmayan eski isimlerini kullanmaları veya tanıdıkları yanlarındaysa kullanmak istedikleri hayallerindeki isimleri kullanmaları her zaman o kadar kolay olmuyor toplum içinde.

İşte trans bireylerdeki bu sorunu farkeden dünyaca ünlü kahve zinciri markası Starbucks’ın hazırlattığı yeni reklam filminde bu soruna değiniyor ve kurum olarak bu konuda hassas olacağını deklere ediyor.

Reklam filminde trans bir erkeğin eski ismini kullanmaktan duyduğu rahatsızlığı kimseye söylemediğini açıkça görebiliyoruz. James ismini kullanmak isteyen trans birey başkalarının ona sesleniş şekliyle aslında kendini ve cinsiyet seçimini topluma kabul ettiremediğini hissettikçe içsel bir bunalıma sürükleniyor. Ancak Starbucks’a gelip kahve siparişi veren James’in ismini istediği gibi kullanabildiği yani kimliğini kabul ettirmek zorunda kalmadığı tek yer Starbucks oluyor.

Şunu da belirtmeden geçmeyelim bireysel özgürlüğe ve cinsiyet eşitliğine vurgu yapan Starbucks, bu reklam filmi ile Channel 4’s Diversity in Advertising ödülünün de  sahibi olmuş.